Bilindiği üzere " TEVHİD" hayatın her alanında etkisi olan bir inançtır. Özetle manası "Allah, (cc) hayatın tek otoritesidir" demektir. İmanın yeri kalptir lakin söylem ve eylemin imana eşlik etmesi gerekir. Ya da şöyle ifade edelim; Kalpteki imanına, söylem ve eylemin şahitlik etmelidir zira iman bir iddiadır ve her iddia ispata muhtaçtır. İmana şahitlik etmesi gereken önemli noktalardan biri de insanın düşünce yapısıdır. Düşüncede TEVHİD hâkim olmayınca, insanın teslimiyeti problemli olur. Zira İslam'ın olduğu gibi hayata yansımamasının en önemli sebeplerinden biri de budur. Yaşadığımız çağ ve bulunduğumuz şartlar imanımızın imtihandan geçmesi içindir. Düşünce, kalpteki imana aykırı olunca ve düşünceyi vahiyle doğrulamadan amele dökülünce hayat tavizlerle doluyor. Tevhid ile safını belirleyen bir müminin yapması gereken önemli işlerden biri de düşünce yapısını hayata ve hayattaki olaylara bakış açısını imanı ile şekillendirmesidir.

Kişinin İslami yanı, teslimiyeti sorunlu olursa ucu imana dokunur. İmam Şafi (r. aleyh) imanı şöyle tarif etmiştir "İman; Kalp ile tasdik, dil ile ikrar, diğer uzuvlarla da gereğini yerine getirmektir"...

Düşünce yapısına imanın hâkim olmasının önemi olmazsa olmazlardandır.

Nitekim yaşadığımız çağda kahır ekseriyet kendini "Müslüman" olarak nitelendiriyor lakin yine kahır ekseriyetin hayatı İslam değil. Bunun tek sebebi olmasa da büyük sebeplerinden biri düşüncede Tevhid olmamasıdır.

Bahsettiğimiz konunun en belirgin örneklerinden biri çocuk eğitimi meselesidir.

Çocuk eğitimi hususundaSekülerizmin dayattığı anlayış ile İslam'ın ön gördüğü sistem taban tabana zıttır. Modern dünyanın eğitim anlayışı madde endeksli, maneviyatı olmayan, fıtrata aykırı (kuru) bilgi aktarımından ibarettir. Bilginin kaynağı ise hakikat değil genel olarak akıldır (tezler). Fıtrata uygunluk göstermeyen bilgi neticesinde okullu sayısı artıyor lakin "İnsana" dair değerler hızla erimeye devam ediyor. Modern dünyanın yaklaşımında eğitimli demek= Okul bitirmek ile aynı manada düşünülmektedir. Bir insanın eğitilebilmesi(!) için, verilen bilgi kaynağının hakikate dayanmasıyla birlikte, akıl, duygu ve vicdana da hitap etmesi gerekir-...

İnsanın ilk eğitildiği okul aile okuludur. İnsanın ilk öğretmenleri ise anne ve babası başta olmak üzere aile bireyleridir. Yine bilinmesi gereken önemli hususlardan biri de şudur; Eğitim asla ihmale gelmez ve sadece başkalarına havale edilemez. Ana ve babanın sorumluluğu büyüktür. Ne yazık ki birçok şeyde olduğu gibi eğitim konusunda da genel olarak benimsenmiş yanlış düşünceler, ebeveynler üzerinde etkilerini göstermektedir.

Örneklendirmek gerekirse. Tevhid öğretmenimiz Peygamber (sav)."Çocuklarınız yedi yaşına geldiklerinde onlara namazı emredin. Çocuğunuz 10 yaşına geldiğinde namaz kılmıyorsa eğer onu dövün" "(Ebu Davut). Demek ki yedi yaşına gelinceye kadar belli bir hazırlık yapılması gereklidir. Hadisin devamında, on yaşından sonra daha titiz davranılması gerektiği ifade edilmiştir. Pedagojik formasyona uygun olarak eğitimin bir parçası da yaptırımdır. Erken yaşlarda namaz ile tanıştırılmayan çocuklara, büyüdüklerinde secdeye gitmek zor geliyor. Tedip ve terbiye ile erken yaşlarda tesettür ile tanıştırılmayan kızlarımız büyüdüklerinde tesettürde zorlanıyorlar. Bu durum birazda "Hele çocuktur"," Büyüsün kendi isteğiyle yapsın”, Buluğ olana kadar hevesini alsın” vb. düşüncelerle ihmal ve ihlal edilen çocuk eğitiminin neticesi değil mi? Sonuç itibarı ile bugün deist olmak modasının gençler arasında yaygınlaşmasının, ihmal ve ihlal edilen aile eğitiminin payı yok mu?!. Aileler yaygınlaşan bu sapkınlıktan mesul değiller mi?!. Peygamberimiz (sav) şöyle buyurarak “Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hıristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhârî).İslâm fıtratı üzere doğan yavruları batıl inançların, menfi ideolojilerin yahut sefahat odaklarının eline düşmekten koruma konusunda anne babaya düşen büyük sorumluluk için ikaz etmemiş miydi!...

"Daha küçüktür" anlayışına bir de Kur'an'da yanıt arayalım. Birinci örnek Lokman suresinden. Ana ve babaya düşen müderrislikte hangi konudan başlayacaklarının cevabıdır. "Lokman oğluna öğüt vererek şöyle konuştu: “Ey benim sevgili oğlum! Allah'ın yanı sıra, başka güçlere ilahlık yakıştırma! Bil ki, böyle düzmece ortaklık yakıştırmalar gerçekten Allah'a karşı yapılan, çok büyük bir haksızlıktır.”(Lokman:13). Ey oğlum, ey oğulcuğum, zinhar Allah’a şirk koşma. Allah’a zatı, sıfatları, fiilleri konusunda asla ortak tanıma. Allah’ın yetkilerine sahip başka ortaklar kabul ederek sakın Allah’a yetki sınırlaması getirme. Rab olarak, İlâh olarak, Melik olarak sadece Allah’ı bil, sadece Allah’ı kabul et. Hayatının tüm konularında, hayatının tüm problemlerinde, hayatının tüm birimlerinde varlığının başlangıcından sonuna kadar kulluğun, itaatin, teslimiyetin sadece Allah’a olsun, hiçbir varlığı O’na ortak ederek şirk koşma. Devam ayetlere bakıldığında evde eğitimin

-Aile hukuku

-Sosyal alanda iyilik

-Namaz

-Emri bil maruf

-Ve ahlak eğitimi olarak devam ediyor...

İkinci örnek İbrahim (As) ailesinden: Allah' a (cc) teslimiyeti küçük yaşlarda öğretmenin örneği."(Çocuk) Onun yanında koşma çağına eriştiğinde (Hz. İbrahim oğluna:) "Yavrucuğum,” dedi. “Ben rüyamda seni boğazlayıp (kurban ettiğimi görüyorum, şimdi bak düşün); görüşün nedir? (Söyle!)" Dedi ki (oğlu İsmail): "Babacığım, emir olunduğun şeyi yap. İnşaAllah, beni sabredenlerden bulacaksın."(Saffat:102).

Üçüncü örnek Yahya (as)’dan Meryem suresinin 12 ve devamı ayetlerde çocuklara ve gençlere örnek olması gereken vasıfları sıralanmıştır.

Yahya Peygamber, kıyamete kadar bütün gençlerin örnek edineceği bir düzeyde bulunuyordu. Kur’an bu pak nebinin yedi önemli sıfatını şöyle sıralamıştır:

1—Henüz çocuk sayılacak yaşta Tevrat'ı okuyup öğrenmiş ve ona Kur’an’ın tabiriyle sımsıkı sarılma ilhamına mazhar olmuştur.

Bu, çocuklara küçük yaşta iken Allah'ın kitabını öğretmeyi ilham etmekte, ileride topluma kazandırılmak istenen çocuğun böylece kalbinde ve kafasında sağlam bir temel oluşturmayı öğütlemektedir.

2—Yine küçük yaşlarda ona ilim ve hikmet verilmiş; o da az konuşan, öz konuşan fakat ilim ve hikmet incileri saçan seçkin bir genç hüviyetiyle ortaya çıkma imkânına eriştirilmiştir.

Bu, çocuğa küçük yaşlarında güzel konuşmayı, doğru düşünmeyi öğretmemizi ilham etmekte, anne ve babaların çocuklarının yanında çok dikkatli konuşmalarını ve davranmalarını hatırlatmaktadır. Çünkü çocuk daha çok anne ve babasının kopyası sayılır.

3—Şefkat, merhamet, yufka yüreklilik Hz. Yahya'nın değişmeyen huyu, insanların doğru yolu bulmalarını yürekten istemek onun karakteri idi.

Bu, çocuğu küçük yaşta insanlık sevgisiyle donatmayı, hayırhah bir duyguyla yetiştirmeyi; her vesileyle onu kabalıktan, hırçınlıktan, şuna buna eza ve cefa etmekten uzak tutmayı ve devamlı merhamet duygularını geliştirip daha iyiye, daha güzele yönlendirmeyi ilham etmektedir.

4—İçi dışına, dışı içine uyan; günah ve isyandan kendini korumasını bilen, iffet ve namus perdesini her türlü kir ve lekeden uzak tutan bahtiyarlar safına katılmaya lâyık bir özellikte yaratılmıştır.

Bu, çocuğa ve gençlere her vesileyle namuslu ve iffetli olmanın sağlayacağı ve böyle olup hayatını tertemiz tutanlara sağladığı feyizli hayatın nimetlerini tanıtmamızı ilham etmekte; kaybedilen para ve makamın bir şey olmadığını, ama kaybedilen namus ve iffetin çok şey olduğunu misallerle telkine çalışmamızı hatırlatmaktadır.

5—Allah’tan her an korkan, O'na ümit bağlayan ve bu inanç içinde kötülüklerden kaçınan mutlu ve kâmil kişilerden biri olma bahtiyarlığına erişmiştir.

Bu, çocuklara ve gençlere, henüz dinî ve ahlâkî potada şekillendirilmeleri mümkün iken, onlara dinî kültürü vermeyi, güzel ve yararlı bilgilerle kendilerini donatmayı telkin etmektedir.

6—Ana-babasına hep iyi davranmış, onları kırmamak için bütün titizliğini ortaya koymuş ve hayırlı dualarını almıştır.

Bu, çocukla ana-babası arasında kopmaz bağların bulunduğuna, çocuğu ana-baba sevgisiyle yetiştirmenin ve ona bu konuda saygılı olmanın yollarını öğretmenin lüzumuna dikkatlerimizi çekmektedir.

7—Zorbalık, baş kaldırma gibi kaba söz ve hareketler onun semtine uğramamıştır.

Bu, çocuğu her vesileyle edepli, terbiyeli, nezaketli ve zarif duygulu, İnce düşünceli yetiştirmemizi telkin etmekte; ana-babanın zarif davranışlarının, nezih sözlerinin çocuk için en güzel model ve örnek teşkil ettiğini kafalara işlemektedir.

Görüldüğü gibi, Yahya Peygamberin (A.S.) hayatının birkaç safhası anlatılırken, mü'minlere yönlendirici birçok mesajlar verilmekte ve öğüt alınacak birçok misaller sergilenmektedir... (Asrın Kur'an tefsiri:C.YILDIRIM).

Henüz çocuk düşüncesiyle ergen olana kadar istenilen eğitim, akli yaklaşımlarla yapılmıyor. Modern psikolojinin dayattığı ergenlik bunalımıyla çocukların yanlarına yaklaşılmıyor. Üniversite dahil koskoca yirmi yıl sınav stresiyle meşgul olan neslimizin, "Kulluk" sınavından haberi yoksa suçu önce ailemizde aramak gerekiyor. Bunun başlıca nedeni ise düşüncede ve yaklaşımlarda olan vahiysizliktir. Akla gelen her düşünce TEVHİD kelimesinin onayından geçmek zorundadır.

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !