Gittiğimiz seminerlerden geri dönerken,omuzlarımıza iki kere daha yük bindiğini hissederek, omuzlarımıza binen yükün, manevi ağırlığını taşıyamaz oluyoruz ...Seyahatler doğuya doğru oldukça,sürekli tek taraftan,tek gözle tek tarafa bakmanın getirdiği şaşılık sonucu, doğuya da doğru bakılmadığına şahid oluyorsunuz.., Dünyanın öbür ucundaki kardeşlerin acısıyla dertlenmeye çalışırken burnunun ucundakini görememek acıtıyor canınızı...

Ben bir doğuluyum aslında. Ne yapalım ki 12 eylül mağduru olmuş,evimizi yerimizi bırakmış gelmişiz buralara yaşımız o zamanlar küçük olsa da ev bombalanmasının, kafanıza silah dayanmasının, kimliğinizden vaz geçin diye linç girişimlerinin acısını kısmen yaşadık!..

Geçen Yıl Muş,Tatvan, Van ve Erciş´e yolumuz düşmüştü...Sonra Urfa ve Adana´ya geçmiştik.. Bu yıl da doğu seyahatlerimize bir kaçı eklenince, Elhamdullillah ziyaretçilerimizde artış gözlendi. Neden gidiyorsun (?) ile başlayan sorular ince ince nasihatlerle devam edip gidiyor...

Sonra meraklı gözlerle sorular yerini alıyor?

-Ee anlat nasıldı?...

 Nasıl mıydı?!.

Şimdi nasıl anlatsam ki!.

Bazı durumlar vardır ki ifadesi zordur.Ancak yaşanması gerekir. Ama yine de anlatayım diyor özetlemeye başlıyorsunuz; Suni kardeşlikleri teneffüs ede ede tıkanan burnunuz orada soluduğunuz kardeşlik havasıyla açılıyor ve ciğerleriniz doya doya kardeşlik ve içtenlik soluyor. Bir takım formalitelere mahkum ettiğimiz misafir ağırlama törenlerinin unutturduğu İzzet ve ikram Halil İbrahim sofrasını hatırlatıyor,zira açılan sadece sofra değil yürekler de sonuna kadar açılıyor... Haya,hürmet büyüğe saygının mumla arandığı bir ortamda, yaş itibari ile büyük olanların bile gösterdikleri hürmet size edep dersi veriyor..

Rahat ortam ve şartlarda yapa geldiğiniz faaliyetlerin estetikliğini fark ediyor ve Müslüman kalabilmenin mücadelesinin ne olduğunu görüyorsunuz!.

Ne tas yansın ne kebap diyerek dengelediğiniz anlayışın yanında , bedel ödemenin yürekliliğine şahid oluyorsunuz.....Ve tüm bunlardan, Umudu öğreniyor,kararlılık dersi alıyorsunuz...

Sonra kara kara düşünüyorsunuz; Gördüğünüz tek kelimeyle rejim vederinler tarafından kıskaç operasyonu öte yandan el uzatmayan Rahatizm´in kıskacındaki kardeşler!...

Korku psikolojisi(mi) nin getirdiği yığın yığın cevapsızlar beyninizde uçuşuyor..

Örnek mi!

Kürt Müslümanlar rejimin kıskacında hem kürt hem Müslüman olmanın ağır sınavını verirken, hep birden, hepimiz bir geçmiş olsun bile diyemiyoruz/demiyoruz..

Kur´an Danimarka da yakılırken dökülüp sokaklara deşarj olana kadar bağırıp kınarken,aynı Kur´an Kürt Müslümanların derneklerinde yakılırken sesimiz soluğumuz çıkmıyor neden?!.

Cihad anlayışının bizlerde geldiği nokta!..Faaliyetler ve faaliyetlerimiz içerisinde piknikler, futbol turnuvaları falan filan... Küfrün,şirkin dolaylı yoldan desteklenmesine ses çıkarmayıp, bir şekil entegre olmanın yollarını arayarak iş kotarmak.....

Ve en acısı da Vahdet´in olmayışının acı faturası! Bize ne oldu böyle?!.. Nedir bu tefrika illeti?!. Yok mu Allah için vahdet´e öncülük,önderlik edecek!?.

Başörtülü kızlar rejimin dokunulmaz kanunlarına mahkum!. Birlikte "Tekbir" eylem(i) planına sahip değiliz!..Ne diyorum biliyor musunuz? " Kardeşliklerle" aramızı ayırdığımız için, biz bölücülük yapıyoruz.

 Hani Allah buyuruyordu ki; "Ey müminler, Allah'a itaat ediniz; Peygambere ve sizden olan devlet yetkililerine de itaat ediniz. Eğer gerçekten Allah'a ve ahiret gününe inanmışsanız herhangi bir konuda anlaşmazlığa düştüğünüzde o meselenin çözümünü Allah'a ve Peygamber'e havale ediniz. Bu sizin hesabınıza en hayırlı ve en iyi akıbet vaad eden bir tutumdur"(Nisa 59)

Biz suçluyuz çünkü asıl bölücülüğü biz yapıyoruz. Müminler kardeşti ve Kardeşlikten talak asla ve kat´a caiz değildi...

Hani Allah buyuruyordu ki ;

"Hep birlikte Allah'ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz."(Al-i Imran:103).

Bana da bir soran pişman bir de sormayan!. En iyisi sormayın be kardeşler görüyorsunuz sizi rahatsız ettim!...

 

 

Sabiha ateş Alpat

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !