Her toplumun kendisine ait örfü,kültürü,anlayışı  olduğu bilinen bir gerçektir. Sadece Kendisine kulluk etsin diye yarattığı insanı Allah (cc),  yaradılış gayesi konusunda uyarması için görevlendirilen Peygamberlerin karşısına  en çok örfe körü körüne bağlılar çıkmıştır.

Esasında İslam'ın, genel ilkelerine aykırı olmadığı müddetçe örfün yaşanmasına  itirazı yoktur. Örfün bizzat kendisi örf olduğu için  güzel de değildir çirkinde. İnsan fıtratını bozucu olmadığı,kul  olmayı ve kul haklarını ihlal etmediği,şirki,batılı,hurafeyi imana bulaştırmadığı sürece tercih edilebilir.Örfün diğer bir adı gelenektir.Toplumun kültürünün oluşturduğu geleneğin kurallarını  aşabilmek   "Ateizme" sıkı sıkıya  ve körü körüne bağlı bir toplumda bedel gerektiren bir iştir. Hayata dair ne varsa geleneğin oluşturduğu bir kuralı muhakkak vardır.Kadın konusunda da geleneğin dayattığı  bir takım kabul edilemez kuralları vardır

Kadın konusu da tarih boyunca hem çokça  istismar edilmiştir. Bu nedenle de tartışma konusu olmaktan  hiç çıkmamış gündemden de hiç düşmemiş bir konudur. Kadim tarihlerde kadını tartışacak değilim.Bu bir çoğunun malumudur.Yaşadığımız coğrafyanın şimdiki çağın kadınlarıdır yazımızın konusu. Ne yazık ki yaşadığımız coğrafyada da kadın konusu bir türlü gündemden düşmemiş,tartışılmış tartışılmaya da devam edilmektedir.Kadınların  biri gelenek diğeri modernite iki kıskacın  arasında kaldığını gözlemliyor  ve İslam ile bahş edilmiş muazzam hakların  bu iki kıskaç arasında fark edilmediğini  esefle müşahede ediyoruz.

Kadını tartışıyor ağa beylerimiz ılımlı ,modern İslam'ın temsilcileri;

Camiye gitmelidir?.

Erkeklerle aynı safta durabilir

Toplumun her safhasında yerini almalıdır

Ses haram değil ya şarkı bile söyleyebilir.

Kadın erkek eşittir.

 Kadına pozitif ayrımcılık

Tarihselcilik,geleneksellik kadını öteliyorvs vs...

Diğer yanda geleneksel algının tartışma konusu yine  kadın;

Kadın,hayatı kocanın izinlerine bağlı, kocası izin vermezse alt katta ölen babasının cenazesine bile gidemez.

Ortamın fitne fücur olsa da kadına bir sorumluluk düşmez. Kocasının izni ve rızası yoksa İslami çalışmaya katılamaz.

Ses haramdır konuşamaz.

Çarşıya bile duvar diplerinden gitmelidir çünkü ne denli tesettür sahibi olursa olsun fitnedir. Evinin en ucra köşesinde namaz kılması şarttır.vs.vs...

 

Kadınlar ise  hak  savaşında   bakıyorsunuz cenaze namazlarında en önde saf bağlamışlar. Camide  en ön safta saf tutulmuş. Erkeklerin bulundukları meclislerde hiç bir ölçü dikkate alınmadan ayak ayak üstü oturumlarda İslami konuları tartışıyor.Artık sözüm ona Müslüman kadın da özgür. Başörtülü artıstlerimiz,şarkıcılarımız,raks yapanlarımız ve hatta romantızim içerisinde flört yapanlarımız bile var!. Zincirlerini kırmış çünkü,saç kıllarını kapatmakla  tüm sorumluluklar tamamdır algısı.

     Yaşadığımız coğrafyada bir yanda    töremiz diye sunulan ata erkil bir yaklaşımın kadına sunduğu ikincil tavır.Diğer yanda modernitenin,demokrasinin,çağdaşlığın sunduğu ve  erkeğin haklarının çiğnendiği  kadınerkil(!) diyebileceğimiz haddi belli olmayan haklar.

Kendi hayatının kararlarını sadece(!) kendisi alan.Erkeğe itaati zül belleyen. Mutluluğu,huzuru dışarıda sanan bir zavallı. Emeğini,dişiliğini sömürttüğünün farkında olmadan haddi belli olmayan bir özgürlük algısı ve  aynı zamanda evinin işini yapmayı hizmetçilik gibi görüp para uğruna dışarının işini. zevkle yapan bir  algı.Ekonomik özgürlüğü sebebiyle hayatını kimseye minnet etmeden istediği şekilde yaşayan.Eşine bir bardak su vermeye kendini mecbur hissetmeyen ama işverenin  her türlü ikazını sineye çeken bir algı.Son  zamanlarda verilen haklar sebebiylede kafası kızdığı zaman kocayı evden uzaklaştırmayı hak sanan,boşanmayı marifet görüp haksızca nafaka diyerek  düşman kesildiği erkeğin hakkını yiyen bir zihniyet. Modernite diye Avrupa'nın kadına biçtiği rol kadını kadınlıktan çıkarıp,analık vasfını elinden aldı. Kimliğini ve dişiliğini  elinden aldı. Geleneğin    sıkıştırdığı,daralttığı,gasp ettiği  hakları,modernitenin başı boş,pervasızca sunduğu haklarla geri aldığını kazandığını düşünen kadınlığını yitirmiş yığınlar.

Diğer yanda geleneksel algının etkisinde kalan kadın çocuklar eşcinsellerin pençesinde. eroin  ilk okul çocuklarına kadar indi.Flört  etme yaşı 11-12 civarında  ama yapacak bir şeyi yok ,kocası var evi var,iş var aş var.Adeta tüm eforunu sadece kocasını memnun etmek üzere harcaması gerektiği düşündürtülen bir kadın. Kocası izin vermezse alt kattaki babasının cenazesine bile katılamayacağı.Mirastan payı olmayan. Ne olursa olsun eşinin ailesiyle yaşaması zorunlu olan. Hayatı adeta  ev işleri ekseninde devam eden biri.  Eşi izin vermezse velevki farzı ayn olsun ilim almaya gidemeyeceği. İzni yoksa  tesettür giyemeyeceği . Komşularına hem cinslerine eşinin izni yoksa İslami anlamda  dahi yardım edemeyeceği vb...Çünkü Cennet sadece eşinin memnuniyetine bağlı...

Oysa İslam'ın ön gördüğü  Tevhid davasında Kadın;

Her şeyden önce kuldur ve önce özgür bir şekilde  Allah'a karşı sorumlulukları vardır. Tüm izinleri ve izinlerin sınırını ancak Allah'tan (cc) alır. Ekonomik özgürlüğü vardır,mülkiyet edinir ve malı hakkında söz sahibidir.Eşine itaat ederken baz aldığı ölçü Allah'ın koyduğu sınırlardır.Evinin hanımı olmayı şeref sayar. Ataerkil de değildir kadın erkil de. Onun kurduğu yuvada da hayatında olduğu gibi hüküm koyan ilk ve son sözü söyleyen Allah'tır (cc).

İnanç açısından İslam'ı  tercih etmeyenlere çağrımız tevhiddir ama  kabul etmezlerse  sonuç olarak söyleyeceğimiz tek bir söz var "Sizin inancınız size bizimkisi bizedir" lakin yaşadığımız coğrafyada  kendini Müslüman   ad edip modern rüzgarların önünde savrulanlara diyeceklerimiz var;

Allah'ın verdiği hakları insaflı bir şekilde okuyun . Allah'tan razı olmayan bir Müslüman olamaz.Allah'ın biçtiği rolü beğenmeyen,itirazı olan, verdiği hakları yeterli görmeyen bir tavır  kişiyi Müslüman kılmaz.Kadına hak verdiğini iddia eden ideolojiler hakkın ne olduğunu bilmedikleri halde kişiye hak verdiğini  söylemeleri tek kelimeyle tuğyandır.?!.   

"De ki; «Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?"bakara:140).

Evlatlarınızı modern algının dayatmasına göre yetiştirmeyiniz. Çocuklarınızın dünyasını  ve ahretini bu algılarla perişan etmeyiniz.Kız çocuklarınızı geleceğin annesi olarak yetiştirmek sizin görevinizdi unutmayın.Gelinen noktada genç kızlarımızın ev idaresinin zerresinden artık anlamadıkları vakamızdır.Modern dünyanın  sunduğu algılarda huzur yok,mutluluk yoktur.

Ve yine kendine "ataizmi"  din olarak seçenlere  çağrımız  tevhid kabul etmezlerse sözümüz  "sizin dinin size bizimkisi bizedir" lakin  Müslüman'ım diyenlere çağrımızdır. Sizin ilahınız tek bir ilahtır. dünya için sınırları  da izinleri de Allah belirler.Mümin bir evde ilk sözde son sözde Allah ve resulüne aittir.haydi kalkın ve tevbe ile Allah'a dönün. Allah'a teslim olmanın bir bedeli vardır unutmayın. İnsanlar sadece "iman ettik" de­mekle bırakılıp imtihan edilmeyecek­lerini mi sanıyorlar?"(ankebut:2)

Her şey bir yana çocuklarımız heder oldu artık bir şeyler yapın.  

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !