İnsanlık tarihi boyunca kapitalist sistemler çıkarlarını kadın üzerinden sağlamıştır. Maalesef birçok kadın, yaratıcı tarafından kendisine verilmiş en adil hak ve hukuk kurallarını tanımadığı için ayağına pranga takıp kendisini çağdaş köle yapanların verdiği hakları çok büyük bir ödül kabul etmiştir.

Tarihi iyi okursak kadın hakları diye verilmiş hakların altında kadının nasıl sömürüldüğünü anlayabiliriz. Bu köleleştirme projelerinden biriside yakın tarihte Türkiye’de kabul edilmiştir. Türkiye 11 Haziran 1985 yılında Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesini (CEDAW) imzalamış ve 1986 yürürlüğe koymuştur. Bu anlaşmaların sonucunda “Ailenin reisi kocadır.” ibaresi kaldırılıp yerine “Evlilik birliğini eşler beraber yönetirler.” İfadesi getirildi. Tam da istenen buydu İslam’ın etkisi üzerinde bulunan toplumlarda kocanın evde idaresini ortadan kaldırıp eşitlik safsatasıyla evde çift başlılık oluşturup karı kocayı birbirine düşürme ve koparma projesi. Taklitçi, köksüz yapıya sahip kadınlar ve toplumdan bazı kesimden kadınlar hemen atladılar bu ifsat çalışmasına. “Onlara “Yeryüzünde düzeni bozmayınız” denildiğinde, “Hayır, biz yalnızca ıslah edenleriz” derler. (Bakara suresi, 11)Rabbimiz ne güzel buyurmuş. Bunlar ifsat ediciler olduğu halde kadınların haklarını ıslah ettiklerini iddia ederler.Bundan önce de ekonomik bağımsızlık adıyla dışarıya atılan kadınlara siz şimdi özgürsünüz denildi. Hem evi hem çocukları hem iş yeri arasında bocalayan kadın özgürleşti! Öyle özgürleşti ki eline geçen paranın kavgasını vermeye başladı. Bu medeniyetsiz medeniyetin sunduğu hiçbir hakta hayır yoktur. Bu sömürü projelerinden birisi de İSTANBUL SÖZLEŞMESİDİR.

İstanbul sözleşmesi ne kara anlaşmadır, imzayı atanlara ne kara lekedir.Aşama aşama devam eder bu anlaşmalar. Bu anlaşmanın gereklerini bize dayatanlar, reddettiğim sistemin verdiği hakkı hakmış gibi utanmadan “Hayatımda en onurla attığım imzaydı “diyor zatın biri… Yazıklar olsun! Allah’ın huzuruna varınca her tüyü bitmemiş evladın, her evinden sürülmüş babanın, her normal kabul edilmiş zina katliamının onurla üstlenicisi olacaksınız.Bu süreçler devam eder gider… 22 Kasım 2002… Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilip yürürlüğe girer. (Kadın kocasından izin almaz, erkeğin onu bağlayıcılığı yoktur.) 2004 yılı önemli bir gelişmeye daha sahne oldu; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikler ile ırz, namus, ahlak, ayıp, edebe aykırı davranış gibi “erkek egemen söylemler TCK’ dan çıkarıldı. (Muharrem Balcı)2006, 2007 ve 2011 İstanbul Sözleşmesi imzalanıyor ve hemen arkasından 2012’de (İstanbul Sözleşmesi esas alınarak) 6284 Sayılı Aileyi Koruma ve Kadına Şiddeti Önleme kanunu çıkarıldı. 2018 yılında Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un Eğitimde Cinsiyet Eşitliği Projesi ( ETCEP) ile ilgili açıklamalarına kadar da aile yapımızı ilgilendiren bu önemli gelişmeler neredeyse hiç tartışma konusu olmadı. Neydi bu ETCEP?

ETCEP yani Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi. Toplumdakicinsiyet rollerine karşı çıkıyor ve kadın- erkek rollerini aynılaştırmaya yönlendiriyor. İstanbul sözleşmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği kavram ve olgusu böylesi bir cinsiyetsizlik modeli dayatıyor. (Muharrem Balcı)Toplumdaki kadın ve erkek rolleri kaldırılmalı, kız ve erkek bir kalıba sokulmamalı, eğitimle kişiler kendi yönelimlerini bulmalı diyen bir proje ETCEP. Bu nasıl bir akılsızlık Ya Rabbi! Allah kadını kadın, erkeği erkek yaratmış. Bunu nasıl değiştireceksiniz? Değiştiremeyecekler elbette; yalnız onların üzerinde oynayarak sizlere yeni haklar getirdik diyerek özlerinden soyutlayacaklar!

ETÇEP projesiyle güdülen, Allah’ın kullarına yaratılıştan verdiği cinsiyeti bozarak, güya eğitimle kendilerini kendilerinin yaratıcıları addederek fıtratlarını bozmaktır. Rabbimiz (Kasas Süresi 41. ayette) “Böylece onları, halkı ateşe çağıran öncüler yapmış olduk. Kıyamet gününde onlar yardım görmeyeceklerdir.     “

Allah’ım bu çağın ve bu projelerin şerrinden sana sığınırız.  Bunları hazırlayan, kabul eden ve servis edenlerden beriyiz.

                                                                                              

Yorum Yap

  • Fatma Ulusu 02-10-2020 00:17

    Allah razı olsun hocam, çok güzel toparlamış konuları.

  • Eslem Yıldırım 01-10-2020 23:12

    Allahümme amin