Hamd Alemlerin Rabb´ine olsun.. Selam ve salat Hz. Muhammed´e (sav) ve Muvvahid müminlerin üzerine olsun...
Niçin yaratıldığımızın cevabını Kur´an´dan net bir şekilde alıyoruz "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım."(Zariyat:56)
.Kavramlar sahip oldukları kaynaktan öğrenilmedikçe ,insanlığın kavram kargaşasından kurtulması mümkün değildir.Kulluk en öz ifadeyle, boyun eğmek,itaat etmek,itiraz etmeden kabullenmek anlamına gelir.Niçin Yaratılmışız?!. Allah´ın emirlerine itiraz etmeden teslim olmak,yalnızca O´nun sözüne itaat etmek için!.
Mükellefiyet yaşına geldikten sonra  kiramen katibinin, hayat kitabımızı en ince ayrıntısına kadar tuttuğu açıkça beyan edilmiş ve şöyle buyrulmuştur; "İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında gözetleyen, dediklerini zapt eden bir melek hazır bulunmasın".(kaf:18).Hesap günü geldiğinde , bu yazılan defter elimize verilecek.Nitekim "Kendi kitabını oku; bugün nefsin hesap sorucu olarak sana yeter."(isra:15) bildirilmiş ve o gün her  nimetten hesaba çekileceğimiz beyan edilmiştir; "Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız, (orada) mutlaka cehennem ateşini görürdünüz. Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz. Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz"(Tekasur:8)
Allah bizlerden kendisine kul olmamızı,kendisine ibadet etmemizi istemiyor. Peki ne istiyor?. "Yalnızca" kendisine kul olmamızı ve "Yalnızca" kendisine ibadet etmemizi istiyor!.
 O halde hayatın her alanında yalnızca O´nun sözü geçmedikçe,  hangi durumda ya da konumda olunursa olunsun yalnızca O´na  itaat edilmedikçe , Fatiha süresinde geçen "Biz yalnızca sana kulluk eder ve  Yalnızca Sen´den yardım dileriz"  fermanı gerçekleşmiş olmayacaktır. Kulluk bir sınavdır,nasıl kazanılacağı ise Kur´an ve sünnet ile tarif edilmiştir.Yani  soru ve cevaplarının adresi kur´an ve sünnettir...
 Tarih boyunca   bu ilkeyi koruyanlar bayraklaşmış.tarihe mal olmuş ve kendilerinden sonra gelenlere örneklik teşkil etmişlerdir...
"Derdiniz ne?" sorusuna verilen cevap  şayet  "Allah´ın rızasını kazanmak" ise,işte size model olsun.Allah´ın rızasını kazanmak  gibi bir derdiniz varsa, derdinize çare olsun dercesine.Bu şahsiyetler ,Allah´ın rızasına ermek derdinde olanlar için birer nimet olmuşlardır. Ne pahasına olursa olsun  "Kul" vasfından ödün vermeyen bu yiğit insanlar hayatı "Kul" gibi yaşama noktasında her biri birer ışık,birer öncü olarak önümüzü aydınlatıyor,önümüzde yürüyüşlerini devam ettiriyorlar!...
Gerçekten, Allah © bizden razı olsun istiyor muyuz?..Bu isteğimizden emin isek o halde   gelin birlikte Allah´ın rızasına ermiş olanların örneğini nakş edelim. Biz hanımlar olarak örnek  nakş etmenin manasını herkesten daha iyi biliriz. Yapılan örneklerde, çekilen zincirler, yapılan dolgular şayet  aynı sayıda olmazsa örneğin aslının  bozulduğu aşikardır...
 Allah © merhametiyle,  hangi özelliklere sahip insanlardan razı olduğunu Kur´an ve sünnet ile bizlere  bildirmiş. Protiplerini çizmiş, bir çok yerde isim vermeden   bu kahramanları zikretmiştir!
Örneğin. Ya-sin suresinde, Şehrin öbür ucundan koşup gelen bir adamdan bahseder..Ülkeye , peygamber gönderilmiş ama ülke halkı peygambere karşı çıkmış,kabullenmemiş ve de hayatlarını  peygamberin getirdiği  ile değiştirmemişlerdi.Şehrin ötesinden  "Bir adam" koşup gelmişti,bir çağrı için!.Çağrısı  Peygambere ve davetineydi.Şöyle bildirilmiştir;
"Kentin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: «Ey kavmim, elçilere uyun» dedi. "(Ya-sin:20). Çağın kokuşmuşluğuna,ahlaki yozlaşmaya,eriyen hayaya,savrulanlara,ölçüleri Demokrasi ve ya Moderinteden alınan hayat şekillerine karşın şehrin bir ucundan koşup geliniyor, gelinebiliniyorsa ve de;
"Hz. Muhammed´e uyun" çağrısını yapıp ve  mal ve can fedakarlığını ortaya koyabiliyorsa bir insan,Ya-sin de bahsedilen  "Koşup gelen" adam değil midir!(?).Kur´an evrenseldir  ve müjde devam ediyor. Koşup gelen yiğidi  şehid ediyorlar ve  diyor ki; "Şüphesiz ben Rabb'inize inandım, beni dinleyin. Sonra ona haydi gir cennete!» denildi. O da dedi ki: Ne olurdu kavmim bilseydi!"(ya-sin:25.26).
Yine  protipi çizilen isimsizlerden birisi de  Fravunun karısıdır!.
Kur´an´a konu olmuş/konuk olmuş bir  hanım!.
"Allah inananlara da Firavun'un karısını misal gösterdi. O «Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap, beni Firavun'dan ve onun kötü işinden kurtar ve şu zalimler topluluğundan kurtar!» demişti"(Tahrim:11)
Nasıl bir şereftir  bu ki; Allah ©, Kendisinden sonra gelecek inanan herkese  onu örnek göstermişti.Siz,rızama mı talipsiniz,kurtuluş mu istiyorsunuz!?. İşte size  örnek!.
Dünyaya ait  nimetlerin zirvesinde olduğu halde haddini bilen bir hanım!. O zamanın kralı olan Firavunun karısı ve bugünkü deyimle ülkesinin  First Lady´sı!.Kraliçe ve  saray imkanlarına sahip.Köşkte  yaşıyor.Dünyalık her şeye sahip olmuş ama özünü unutmamış bir hanım!.Dünyalıklar onun ayağına serilmişken,o Allah´ın rızasına talip olmuş bir hanım!.Ne yapmıştı ki bu şerefe  ulaştı?. Kocası, halkı kendi kafasından uydurduğu kanunlarla yöneten  o dönemin Fravun´u!. First Layd´ye Akşam sabah işkence ediyor.O ise sadece Allah´a dayanıyor,yardımı sadece O´ndan istiyordu!.
O «Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap, beni Firavun'dan ve onun kötü işinden kurtar ve şu zalimler topluluğundan kurtar!» demişti"(Tahrim:11)...
 O,önce iman ve sonrada imanında sebat etmişti!
 Zira,iman asla kuru bir iddiadan ibaret değildi çünkü.Büyük bir iddia idi ve her iddia  mutlaka bir  ispat isterdi.
"İnsanlar sırf 'inandık' demekle; hiçbir sınavdan geçirilmeksizin bırakılıvereceklerini mi sanıyorlar?"(Ankebut:2)..  İmanların imtihanını verebilenler,kurtuluşa erecek olanlardı.
İmtihan bilincini diri tutanlar, Dünyaya direnenler ve sonunda diplomalarını şahadetle alanlardı..Hayatta her şey istisnasız İmanımızın imtihanı için bir vesile idi.
 Dünya,tüm cazibesiyle aksa harıl harıl önlerinde inananların,tıpkı  talut´un askerleri  gibi sadece bir avuç içilebilinirse  dünya ırmağından, geçilebilinecekti  kulluk sınavından;
"Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç avuçlayanlar hariç- onu tatmazsa, o bendendir."
(Bakara:249)..Yanı  kifayet edecek kadar!.(Söz bir hanımdan açılmışken,
 yazık  değil midir ki;Hanımların Dünyalık  hırsları  (eşya,moda tutkunlukları) yüzünden beylerin hayatı taksitlerle, taksit taksit bitmektedir. )...
Dünyalık imkanlara rağmen  eğilmeyenler,çağın Firavunlarına  rağmen  kimliğinden asla ödün vermeyenler  aynı  övgüye layık olacaklardır,bunda hiç şüphe yoktur...
Yeter ki kulluk sınavında olduğumuzu  unutmadan,kul olmayı başarabilelim.. Sınav soruları ve cevapları mı?(!).Dedik ya Kur´an ve sünnettedir...

Kulluk sınavından şehadet diplomasıyla mezun olmanız dileğiyle,
El Emine Emanet olun!....

Sabiha Ateş Alpat
[email protected]

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !