İfsadın son hız yayıldığı bu çağda, ehli iman ve ehli vicdan herkes payına düşeni hesap edip gereğini yapmak zorundadır. İnsan bozuldu; bu nedenle ekin ve nesil bozuldu. İnsan cehaletin kurbanı olarak çoğunlukla ifsadı tercih edebiliyor. Oysa ifsat eden insana, ıslah kabiliyeti de verilmişti. Islaha başlama noktası ise bizzat kendisidir. Nefsine söz geçiremeyenin kimseye sözü geçmez. Ardı sıra ailenin ıslahı gelmelidir ki bunda babanın (erkeğin) görev sorumluluğu önde gelmektedir. Zira evin kavvamı erkektir. Kadındanbir derece daha(Sorumluluk bakımından) üstündür. Aileyi, kadını koruyup kollamak üzerine vaciptir. Evin reisi olan erkeğin birinci vazifesi evini İslamsızlığa karşı korumaktır. Toplumun temiz olması, ailelerin temiz olmasıyla; ailelerin temiz olması ise kadın ve erkeğin temiz olmasıyla bağlantılıdır. Toplumun fesada duçar olmaması, sosyal düzenin bozulmaması için Kur'an'da fesada gidecek yollar dahi kapatılmıştır. Örneğin bu  ayeti kerime bunlardan sadece biridir:"Ve sakın zinaya da yaklaşmayın; çünkü bu son derece yüz kızartıcı, azgınca bir davranış ve çok kötü bir yoldur."(İsra 32) Zina haramdır; bununla beraber zinaya kapı açacak her türlü davranışta haramdır. Yaşadığımız toplumda zina gibi toplumsal yıkım sebebi olan her türlü ifsattan kurtuluşun tek yolu: İSLAMDIR.

Toplumsal ifsadın engellenmesi için elzem olan beş emniyet, İslami sistemde garanti altına alınmıştır;

-Can emniyeti

-Mal emniyeti

-Nesil emniyeti

-Akıl emniyeti

-Din emniyeti

Temiz toplumu hedefleyen İslam, toplumu oluşturan erkek ve kadın iki cins arasında var olan arzuların ilahi ölçülerde kalması için birtakım kanunlar vaz etmiştir. Bu konuda hem erkeklere hem de kadınlara kesin emirler verilip ikaz edilmişlerdir.

Esasında kadın ve erkek aynı gaye için yaratılmıştır: Hayatı yaşarken Allah’ın (cc) taksim ettiği görevi ifa etmek. Hayatı sadece Allah’a has kılmak ve bunu yaparken de vahyin sınırlarını aşmamak.Toplumsal düzenin korunması için, ayetlerle hayatın sınırlarını belirleyen Allah (cc), emir ve yasaklarını bazen tüm inananlar için bir hitapla verir: "Ey iman edenler dedikodu yapmayın"(1) " Zinaya yaklaşmayın"(2) gibi... Bazen kadınlara hastır bu hitap "Evden çıkarken cilbaplarınızı giyin"(3) gibi. Bazen de  sadece erkekler içindir:

"Mü’min (erkek)lere söyle: “Gözlerini (haram olan kadınları ve ahlâksız yayınları seyretmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha temiz (ve hayırlı) olandır.” Gerçekten Allah onların (fasıkların ve münafıkların) yaptıkları bütün işleri (en ince ayrıntısına kadar bilen) Habîr’dir. (Her şey O’nun bilgisi dahilindedir"(4).

”Mümin erkeklere söyle harama bakmasınlar…"

Yaşadığımız çağ adeta çıplaklık çağı haline dönüştü. Başlarını örtenlerin bile tesettür ruhundan uzak, teberrüc içinde olduğu bir gerçektir,ne acı ki!.. Lakin kesin bir gerçek daha var: Yaşadığımız çağ ve şartlar müminlerin imtihanıdır. Hangi çağda yaşanırsa yaşansın; müminlerin vahyedileni yaşama    sorumluluğu var.

İmanın, imtihanının zor olacağı ayet ve hadislerde belirtilmişti. Her çağda imanlar, imtihanlardan geçecek; ilahi kural budur ve bu konu ayette şöyle beyan edilmiştir: "(Yoksa) İnsanlar; sadece “iman ettik” demekle, (öyle) imtihana tâbi tutulmadan (ve sonunda yeterli ve geçerli puan almadan) bırakılacaklarını (ve kurtulacaklarını) mı (zann ve) hesap etmektedirler?"(5)

Kiminin zor imtihanı ateşten çukurlardı: "Kahrolsun yerde hendekler kazıp Müslümanları yakmak için ateş yakanlar. Öylesine ateş ki, alev alev yanar. Hani o zalimler ateşin başında oturup, mü'minlere yaptıkları azap ve işkenceyi seyrederlerdi."(6).

Kiminin ise demir taraklarla taranmaktı: "Sizden önceki ümmetler içinde öyle kimseler bulunmuştur ki, (zalimler  tarafından) yakalanır, onun için yerde bir çukur kazılır, o kişi o çukurun içine gömülürdü. Sonra büyük bir testere getirilir, onun başı üzerine konulurdu da cesedi ikiye bölünürdü, fakat bu onu dinden döndürmezdi. (Bir başkasına da benzer işkenceler uygulanır); demir taraklar ile etinin altındaki kemiği ve sinirleri taranırdı da bu işkenceler o mümini dininden çevirmezdi."(7) Bu çağın zor imtihanlarından biri de bulunduğumuz şartlardır. Hadsizliğin adının özgürlük koyulduğu bir ortamdayız.

Çoğunluğun açık/çıplak dolaşıyor olması alık alık harama bakılmasını mubah (Haşa) kılmaz. Gözleri harama karşı kapatmak Allah’ın kesin emridir. Haram kılınan hususlar sanaldan izlenince de hükmü değişmez, haramdır. Sanal alemde de gözlerin haramdan sakınması farzdır.İlk Müslümanlardan Cerir Bin Abdullah radıyallahu anh, şöyle anlatıyor: “Allah’ın Rasulü’ne ansızın bakmanın hükmünü sordum.” Derhal ve hemen gözümü çevirmemi emir buyurdu."

Bakmak, zinaya götüren en büyük etkenlerdendir. Ayrıca yabancı bir kadınla gerçek hayatta gereksiz, özel konuşmak ne ise; yazışarak mesajlaşmak da aynı şeydir ve yasaktır. Çağın bir fitnesi olan sanal alemden yapılan flörtlerin hafife alınması, sanki haram değilmiş gibi hareket edilmesi, haram olanı hafife almak açısından insanı küfre dahi götürebilir. Gizli ve açık Allah'tan korkmak imanın gereğidir, çünkü O (cc) her şeyden haberdar olandır. Aile fertlerinden sakınarak ve saklayarak, şifrelerin arkasında yapılan izlemelerin veya  mesajlaşmaların hesap günü hesaba gelmeyeceğini sanmak büyük gaflettir. Allah (cc), telefon şifrelerinin arkasında yazılan mesajları da sanaldan gizli gizli izlenenleri de gören ve bilendir.

2:"...ve ırzlarını korusunlar..."

Irzı korumak, haya ve iffet duygusuna sahip çıkmakla olur.Bir insanın kendi haysiyetini koruması; ırzını, namusunu korumasıyla mümkündür. Irzını koruyamayan, haysiyetini ve şerefini de kaybeder. Esasında haya/edep her işin özünde olmalıdır.

İmam Maverdî hayayı üç kısma ayırır: "1- Allah'tan utanmak, 2- İnsanlardan utanmak, 3- Kendi nefsinden utanmak." İmam Maverdî, Allah'tan utanmayı şöyle tanımlar: "O'nun emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından sakınmaktır." Peygamberimiz buyurdular: “İlk peygamberlerden itibaren halkın hatırında kalan bir söz vardır: Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” (Buhârî,Edeb 78.)

Haya duygusunu yitiren insanın yapacağı çirkinliğin haddi hesabı olmaz. İffetini kaybedenin artık kaybedecek bir şeyi de kalmamıştır. İffeti korumanın bir yolu harama bakmamak olduğu gibi, diğer bir yolu da kılık kıyafette setri avrettir.

Erkeklerin de belli ölçüler dahilinde giyinmeleri (Setri avret etmeleri) farzdır. Çünkü yukarıda değinildiği gibi setri avret, iffeti korumanın önemli bir parçasıdır. (Yaygın olan giyim tarzı ölçüye uygunluğunu kim iddia edebilir?!.Daracık pantolonların yerini şortlar almaya başladı)

Zinaya yaklaşmayın emri gereği, yabancı (nikah mubah olan her kadın yabancı kadındır) kadınla zaruret hasıl olduğunda, halvet olmaksızın fıkhı ölçüler içerisinde hareket etmek, ırzı korumanın yollarındandır.

Erkekler hem kendi ırz/namus/şereflerini korumakla hem de ailesinin ırzını/namusunu korumakla yükümlüdürler. Karısını, kızını mahrem olmayan gözlerden sakınması gerekir. Günümüzde,özgürlük adıyla heva ve hevesler putlaştırılıp haz uğruna tüm değerler yerle yeksan ediliyor. Bunda kavvamlık özelliği yara alan erkeğin de payı büyüktür. Irzı korumak için ne gerekiyorsa onun izni verilmiştir örneğin ikinci evlilik gibi. Lakin bu izinler istismar edilmeden mertçe amel edilmelidir.

Zira gizli evlilik gibi, şartlı geçici nikah gibi kılıfına uydurulmuş işlerin haberlerinde ne yazık ki artış var. Nikahın geçerlilik şartları da sıhhat şartları da açıklanmıştır. Hem önemli olan herhangi bir amelin, Allah (cc) tarafından kabul edilmesi değil mi!? Peki fıkhın ölçülerine/şartlarına uymayan bir amel kabul edilir mi!? Böyle bir amelin ahirette ne önemi var?

Önce erkekleri uyaran Rabbimiz, hemen ardından kadınlara bir uyarı yapmıştır; zira temiz toplum her iki cinsin temiz hareketleriyle mümkündür: "Mü'min kadınlara da söyle; gözlerini yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar, süslerini, kendiliğinden görüneni müstesna, açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Süslerini, kocaları veya babaları ve kayınpederleri veya oğulları veya kocalarının oğulları veya kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kadınları veya câriyeleri veya erkekliği kalmamış hizmetçiler ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü'minler! Saadete ermeniz için hepiniz tevbe ederek Allah'ın hükmüne dönün."(8)

" Mü'min kadınlara da söyle; gözlerini yasak olandan çevirsinler."

İster gerçek hayatta olsun ister sanal alemde olsun harama bakış kadınlar için de yasaklanmıştır. Kadınlara örnek gösterilen Meryem, iffetiyle ön plandadır. Allah (CC) "Siz cahiliye kadınları gibi değilsiniz." (Ahzab 32) diye buyurmuştur.

"...iffetlerini korusunlar..."

İffeti korumak için iffetin yara almasına sebep olacak her şeyden uzak durmak gerekir. Bakmak, yürümek, konuşmak, giyinmek vs her birinin edep içerisinde olması farzdır. Bu emirlerin ev dışı sayılabilecek her yeri kapsadığını unutmamak gerekir. Bu nedenle sanala koyulan   fotoğrafların, ev mahremiyetlerinin bu hükmü ihmal anlamına geldiği akıldan çıkarılmamalıdır.

Ayetin devamında mahrem listesi verilmiş; bu liste dışında kalanlara karşı dış kıyafet giyilmeli, süs sayılacak ziynetler  (ev kıyafetleri buna dahildir) gösterilmemeli, ciddiyet korunmalıdır:

"Süslerini, kocaları veya babaları ve kayınpederleri veya oğulları veya kocalarının oğulları veya kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kadınları veya câriyeleri veya erkekliği kalmamış hizmetçiler ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler."

"...Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar..."

Topuklu ayakkabılar, cahiliye döneminin hallerini andırdığı ve yürüyüşe endam kattığı için uzak durulması gerekir. Gizlenen süslerin bilinmesi için yapılan her hareket yasaktır. Hem dış kıyafet giyip hem kaşları gözleri boyamak tesettüre uygun değildir.

Ayetin sonunda kadın erkek her mümine çağrı var:

"Ey mü'minler! Saadete ermeniz için hepiniz tevbe ederek Allah'ın hükmüne dönün."

Allah'ın çağrısını duyup ve hiç mazeret üretmeden hemen uyanlara selam olsun...

 

Dipnotlar

1:Hucurat suresi,12

2:İsra, 32

3:Ahzab, 59

4:Mümin, 30

5:Ankebut, 2-3

6:Buruc, 4 ve devam ayetler

7:Ahmed ibni Hanbel, Buhari

8:Nur, 31

                                 

Yorum Yap

  • Melike iptaş 05-10-2022 22:11

    Ben Melike iptaş.insallah aranızda olduğuma çok çok mutluyum Elhamdülillah