Bu yazı bir yardım çığlığıdır Ey okuyanlar! Bu ümmetin bir genci olarak gençler adına size ulaştırdığım bir çığlıktır!

Yardım istiyorum sizden Ey ümmetin anaları, kızları, evlatları. Çok değil biraz evvel bir video izledim. Yarabbi bu nasıl bir görüntü bu nasıl bir imtihan. Korktum gerçekten görüp de duyuramamaktan, görüp de bir önlem almamaktan.

Adamın teki almış eline bir mikrofon, diğer elinde birkaç kâğıt parçası. Kendisinde ki hal eda ne bir erkekte var ne de bir kadında. Sesin de ki işve birçok kadınım diyende yok. Gözüne kestirdiği birkaç delikanlının yanına yanaşıyor. Kağıtları uzatıyor ve bunun bir yarışma olduğunu söyleyip karşılığında kâğıt da yazılı olanları yapmaları karşılığında para ödülü vereceğini söylüyor. Karşısında belki bıyıkları terlememiş delikanlılar heyecanla bir kâğıt seçiyorlar. Öyle bir durumdakiler belki sadece para için belki sadece deli kanlarından ötürü gözleri görmüyor zaten. Kâğıt da ne mi yazıyor?

“Erkek erkeğe öpüşmek, karşılığında yaparsan 100 TL”

Subhanallah, subhanallah, suphanallah…

Sonra ne mi oluyor. Kâğıdın istediği şey, küfrün istediği şey. Ey ümmet orada yazılı olan şey bizim Rabbimizin düşmanının istediği şey…

Küfür bu denli rahatlıkla davasını sokaklarda gençlere empoze ederken, yüz yıllardır gençlerimiz bu şekilde helak yolunda hızla koşturulurken uyuduk mu? Bu gençler bizim değil mi? Bunlar sizin evlatlarınız değil mi? Cayır cayır yanıyorlar, tütüyorlar da bir gram su götürenleri yok…

Nasıl oluyor da uyuyabiliyoruz bu kadar küfür evlatları, gençleri esir almışken. Yozlaşma nasıldır biliyor musunuz? Sabahtan akşama olmaz. Bir anda gelip sizi bulmaz. Bu sistemli bir plandır ve asla tesadüflere, ihtimallere iş bırakılmaz. İlk evvel evinize girmezler. Sadece sizin sevmediğiniz sokaklardan geçerler. Bazen size selam verirler. Bazen sadece uzaktan size gözükürler. Sonra siz çok görürsünüz hatta çoğu zaman görmezden gelirsiniz. Bu o kadar uzun süre devam eder ki artık gözünüz o sokakta ki o farklılığa alışır.

Sonra küfür sizin sokağınızdan geçmeye başlar. Sadece bir yolcu olarak. Öteki beriki derken kapınızın önüne kadar gelir. Ve size sadece eşitlik adı altında duygu sömürüsü yapar. Alışırsınız…

Sonra en zayıf anınızda, en zayıf yerinizden gelir ve evinize girer. Artık ona o kadar alışmışınızdır ki ona karşı ne bir önleminiz vardır. Ne de artık önleme gerek kalmıştır. Öyle olur ki normal gelir, öyle olur ki bazen haklı gelir, bazen sempatik bile gelir…

Oysa ki mümin basiretli olmalı değil miydi? Tehlikeyi önceden sezmesi gerekmez miydi? Basiret bir yana biz kaybetmişiz şuurumuzu. Bölük bölük, parça parça çalınırken değerlerimiz, beş pahasına fırlatılırken kenarlara sesimizi çıkarmamışız. Sonuç koskocaman bir sistem olup önümüze çıkmış da susup durmuşuz. Küfrün sesi kadar, hakkın sesi çıkmıyorsa; batılın eforu kadar, Müslümanın eforu yoksa helak olmuşuz da bir kıyametimiz kalmış geriye.

Biz evlerimizde ki televizyonlarla alıştık bunlara, biz okuduğumuz masallarla aldık küfrü sokaklarımıza, biz Allah’ın hoş görmediğini hoş görerek açtık evimizin kapılarını. Sustuk sonra da küfür bir küf gibi büyüdü evlerimizde. Çamaşır sularıyla temizleyemeyeceğimiz kadar çok büyüdü. Mutfak tezgâhları kadar değeri yoktu davamızın. Mutfak tezgahlarını temizlerken gençlerimizin gönüllerini temizlemeyi unuttuk. Tencereler temizlenmez hale gelince atılır, evlatlarımız da temizlenmez hale gelince attık sokaklara. Sonra pusu da bekleyen bir batıl aldı da gitti onları. Ne izleri kaldı arkalarında ne de sesleri. Şimdi ağlamaktan geriye ne çıkar? Sorumlusu kim bunların? Gerçekten tüm bu olanlardan biz beri miyiz?

Bizler evlerimizin temizliğine verdiğimiz değer kadar evlatlarımızın salih birer mümin olmalarına temiz bir imana sahip olmalarına değer vermedik, nevresimlerinin düzgün olmasına verdiğimiz değer kadar onların sırat-ı müstakim üzerine olmalarına değer vermedik, bir yemeğin içinde ki tuzun ölçüsüne verdiğimiz ehemmiyet kadar onlarda ki en ufak tohumun ölçüsüne ehemmiyet vermedik. Unuttuk atılan her meyvenin tohumu ancak kendi çekirdeğidir. Unuttuk bilmediğimiz tohumları ektik onların kalplerine. Biz bu gençlere, bu davaya ehemmiyet vermedik. Vermedik ve şimdi o gençler yollarda ne olduğu belirsiz insanlar tarafından 3 kuruş para için küfürle dans ediyorlar.3 kuruş para için Allah’ın kanunlarını çiğniyorlar. Ve en hassas yerlerinden çıtır çıtır yanıyorlar. Ama bunu bile anlayamıyor. Yemek kokusuyla meşgul olan burunlarımız. Üzgünüm ki hanımlar evleri Müslüman olmayanın sokakları Müslüman olmaz demiş ya Hasan el Benna olmadı işte…

Ne diyordu Rabbimiz?

“ Ardından ve önünden takib edenler vardır. Allah´ın emriyle onu gözetirler. Şüphesiz ki bir kavim, kendini değiştirmedikçe; Allah da onları değiştirmez. Ve Allah, bir kavimin fenalığını dileyince; artık onun önüne geçilemez. Allah´tan başka onları koruyacak birisi de bulunmaz.” (Rad;11)

O halde değişim isteniyorsa harekete geçmek şarttır. Durduğu yerden sonuç beklemek ancak ahmak bir topluluğun özelliğidir. Ahmaklık ise Müslüman kişiden beridir. Derdi neyse insanın derman arayışı da o olurmuş ya şimdi sor kendine derdim ne?

Bu bir yardım çığlığıdır ey hanımlar!

Bu toplumun bir genci olarak, bu toplumun gençleri arasında sizden çok bulunan bir insan olarak ne kadar bağırılırsa o kadar bağırıyorum şimdi size. Bırakın mutfakları, yemekleri, televizyonu. Küfür galip gelecek sokaklarımıza, yollarımıza, evlerimize, imanımıza… Her an farklı bir batakhane de batıp gidiyor gençler. Adına kafe diyorlar, adına yarışma diyorlar, adına eğlence diyorlar, oyun diyorlar. Diyorlar da diyorlar. Oysa ki hepsi aynı. Hepsi sadece birer tuzak. Bizim sokağa attıklarımızı kucaklamak için beklemeyen bir pusu. Eğer hemen kalkıp dertlenmez ve derhal koşmaya başlamazsak onların koştuğu kadar hatta daha fazla bizden geriye sadece dibi iyice tutmuş bir gençlik kalacak ki asla temizlenmeyecek o karaltılar…

Yorum Yap

  • Zeyneb Olğaç 15-10-2018 23:23

    Yüreğine sağlık kardeşim. Rabbim verdiğin mesajaları kalplerimize ulaştırsın. Toplumun bir bireyi olarak önce kendimizi sonra sorumlu olduklarımızı düzeltmeyi bizlere muzaffer kilsin

  • Ayşenur karaaslan 15-10-2018 19:35

    Ne olduysa hep bize azar, azar oldu... Arif Nihat ASYA Duygularımızı yazıya dökmüşsün abla Allah razı olsun.

  • Kubra Irish 15-10-2018 11:59

    Allah razı olsun kardeşim..