Başarmak zorunda olunan her şey için çaba sarf edilmesi gereken bir emek vardır. Örneğin sınav günü yaklaşan bir öğrenci için sınavın bilgisi yeterli değildir; sınavın farkında (bilinç/şuur) olarak çaba sarf etmesi gerekir, değilse istediği, arzu ettiği sonucu alamayacağı açıktır. Bu, telafisi olan dünyalık imtihanlar için böyledir. Bir de yaradılış gayesi yalnızca Allah'a kulluk olan insanoğlunun dünya hayatında tabi tutulduğu "Kulluk" imtihanı var ki; Telafisi asla olmayan bir kez fırsat verilmiş bir imtihandır. Çalışılmazsa başarılmayacaktır. Kulluğun diploması (amel defteri) sadece salih amellerin notuyla alınabilir. Bu nedenle en büyük sınavımız olan Kulluk sınavının farkında olmak (bilincinde/şuurunda) gerektir.
Ruhlar yaratıldığında, ruhlardan alınan misak "Allah'tan başka Rab" tanımamak üzerineydi. Dünya, yeryüzü insanın imtihanı için en elverişli bir biçimde yaratıldı. İradesi serbest bırakılan insanoğlunun imtihan merkeziydi Dünya!
İmtihan Kur'an’da iki kelime ile ifade edilmiştir: Bela ve Fitne. Bela; sözlük anlamı denemek, yapmak, bitkin hale getirmek demektir. İmtihan için başa gelen musibete de belâ denir. Elbisenin eskidiğini ifade etmek için de bu kelime kullanılır. Denenmek veya bir sınamaya uğramak insanı yıprattığından dolayı ‘belâ’ kelimesiyle ifade edilmektedir. Kur’an-ı Kerim'de daha çok denemek, sınamak, imtihan etmek anlamlarında kullanılmaktadır.(1)
Fitne ise; aslı ‘fetn’ olan bir sözcüktür. ‘Fetn’ sözlükte, altın ve gümüş gibi değerli madenlerin saflığını anlamak için onları ateşte eritmek demektir.‘Fitne’ sözlükte, deneme ve imtihana tabi tutmak, sınamak, maddi ve manevi sıkıntı, üzüntü, belâ ve felaketle imtihan etme gibi anlamlara gelir.(2) Altın madeni körüğe atılır, sahte olan tarafı o körükte erir ve saf altın elde edilir. Bu manadan hareketle şunu söyleyebiliriz; İnsanlardan "İMAN ETTİM" diye iddia edenlerin sadık olanı ortaya çıksın diye zor imtihanlardan geçer. Dünya bir imtihan sahasıdır ve verilen sınav imkanı bir keredir.
Kur'an ayetleriyle İmtihan çeşitleri şu şekildedir:
1: İmanın İmtihanı.
İman büyük bir iddiadır ve her iddia ispat ister. Sınavda başarılı olmayalım diye şeytan, nefis ve yandaşlarının türlü oyunları vvar lakin iman ve imanın kazandırdığı basiret onların oyunlarını yenebilecek güçtedir. “İman ettim.” demekle kurtuluşun olamayacağı açıkca beyan edilmiştir. "İnsanlar, “Biz Allah’a ve ahiret gününe inanıyoruz!” demekle, hiç imtihan edilmeden bırakılacaklarını ve kolayca cennete ulaşacaklarını mı sanıyorlar? Oysa ne kadar da yanılıyorlar!" (3).
Burada "İmtihan", "Fitne" kelimesiyle ifade edilmiştir. Bu da iman edenlerin imanları yüzünden zor sınavlara tabi tutulabileceklerini haber vermektedir. Peki niçin? Cevabı devam ayette verilmiştir:
"Doğrusu Biz, onlardan önceki çağlarda yaşayan müminleri de birtakım belâ ve musîbetlerle sınamıştık. Çünkü Allah, söz ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan dürüst ve samimi insanları mutlaka seçip belirleyecek, iman iddiasında bulunan ikiyüzlü yalancıları da kesinlikle ortaya çıkaracaktır."(4)
Buruc suresine konu olan Uhdud Ashabı imanların zor imtihanına verilen örneklerden sadece biridir. Peygamberimiz (sav) ve ashabının Mekke dönemi incelendiğinde imanların nasıl çetin sınavlardan geçtiği açıkça görülecektir. Bizler de İslam'ın hakim olmadığı bu çağın içerisinde imanlarımızı sapasağlam korumakla mükellef olduğumuzu unutmadan çağın Modern, Çağdaş, Feminist dayatmasına karşı imanın ölçülerinden ödün vermemeliyiz. İman hayatta her konuda bizim tavrımızı belirlemelidir. Mana ve mefhumu hayatın her alanı Allah'ın hükümlerine göre şekillenmesi demektir. O halde hayatı yaşarken, düğünleri, törenleri ne şekillendiriyor İman mı? Allah'ın rızası mı? Yoksa çevre mi? Moda mı? Demokrasi mi? Desinler ya da demesinler algısı mı?
2: Hayatın Kendisi Bir Sınavdır.
Allah (cc) kimin daha güzel amel (salih amel) yapacağını imtihan etmek için hayatı ve ölümü yaratmıştır: “O, amel bakımından hanginizin (İslam’a uygun davranış, ahlâk ve anlayışta) daha iyi (daha güzel ve verimli) olacağını denemek (ve hak ettiği karşılığı vermek) için (dünyada yaşatıp) ölümü ve (ahirete kaldırıp sonsuz) hayatı yarattı. O, Üstün ve Güçlü olandır, çok Bağışlayandır."(5) Hayatın hükümlerini, davranış kurallarını kitabında bildirmiştir. İman her konuda tavır belirleyen unsurdur. Düğünümüzü, giyimimizi, törenlerimizi, cenazemizi, hüznümüzü ne ile şekillendirdiğimize bakmak zorundayız. Belirleyici unsur tamamıyla İslam mıdır? Zira yarı hüküm İslam'dan diğer yarısına başka unsurlar karıştırılırsa onun adı İslam olmaktan çıkar...
3: Duyguların İmtihanı.
Fıtri olan bir takım duygular olduğu gibi sonradan kazanılan birtakım duyguların hepsi imtihan vesilesidir. Sevmek, korkmak, öfke vb... Örneğin şehevi duygular. Kişi karşı cinsle imtihan olur. Ortam nasıl olursa olsun kişinin harama düşmesinin mazereti değildir. Hz.Yusuf, bu konuda örnek verilmiştir. Bilindiği gibi vezirin karısı her ortamı hazırlamış ve davetini yapmıştır. Değilse zindan ile tehdit etmişti. Yusuf(as)’nin cevabı ise netti: "(Yusuf) Dedi ki: "Ey Rabbim! Zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden (zina çirkefinden) bana daha sevimlidir (zindan zinaya tercih edilir) . Eğer kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, (korkarım) onlara eğilim gösterir, (böylece) cahillerden (ve hain mücrimlerden) olurum."(6)
4: Sağlık İle İmtihan.
Hz.Eyyub ile örneklendirilmiş, şöyle buyrulmuştur: "Hani Eyyub de o (sıkıntı) vaktinde Rabbine: “Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametlisisin” diye yalvarıp nida etmişti."(7)
Corona ile imtihan olduğumuz şu günlerde sabrı, tevekkülü ve duayı Hz.Eyyub'dan öğrenmeliyiz. Biz biliyor ve inanıyoruz ki ölüm vaktini hiçbir şey öne alamaz ve geriye bırakamaz.
5: Musibetlerle İmtihan.
Deprem, kaza vb. gibi durumlar da müminler için sınav sebebidir. "Andolsun, Biz sizi; biraz korkuyla (doğal ve sosyal afetler ve düşman saldırılarıyla), açlık (ve kıtlıkla) ve bir parça da mallardan, canlardan ve semerat (ürün ve evlatlar) dan noksanlaştırmakla (hastalık ve sakatlıkla) imtihan edeceğiz. Sabır (sükûnet ve teslimiyet) gösterenleri müjdele (ki, sadece onlar sevaba ve başarıya erişeceklerdir) ".(8) Bu gibi durumlarda müminlerin tavrı "Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: “Biz Allah’a ait (kullar)iz, (O’na iman ve itaat için varız) ve şüphesiz (öldükten sonra da) O'na dönücüleriz.”(9)
6: Mal ve Evlat İmtihanı.
"Bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız ancak bir fitnedir (imtihan vesilesidir; mal, makam ve evlat hatırına, Hakk’tan ve hayırdan ayrılmayanlar için) Allah yanında ise elbette büyük bir mükâfat vardır".(10) Zengin veya fakirken; çocuklu veya çocuksuzken sınavda olduğumuzun farkındalığıyla hareket etmek elzemdir. Çocukların birer kul yetişmesi için yapılması gereken yapılmazsa imtihan kaybedilir Allah muhafaza eylesin.
7: İslam Davasında İmtihan.
İnsan halife olarak yer yüzüne gönderilmiş, görevi ise:
"Ey iman edenler! Allah’ın dinine karşı savaş açan, insanî ve ahlâkî değerleri hiçe sayan, inanç, ibâdet ve düşünce özgürlüğüne zincir vuran bütün fitne ve kötülük odakları tamamen yok edilip ortadan kaldırılıncaya ve yönetimde mutlak otorite ve egemenlik anlamına gelen din, tamamen ve yalnızca Allah’ın irâdesine uygun bir hâle gelinceye ve böylece, Kur’an’ın belirlediği adâlet, özgürlük ve barış ortamı tüm dünyada egemen oluncaya kadar onlarla savaşın! Eğer zulüm ve haksızlıktan vazgeçerlerse, kendilerini kurtarmış olurlar. Unutmasınlar ki, Allah yaptıkları her şeyi görmektedir ve hak ettikleri mükâfâtı onlara elbet verecektir!"(11)
Bu uğurda her bir mümin elinden geleni yapmakla mükelleftir. Buna engel olabilecek hususlar ise ayette şöyle beyan edilmiştir: "(Ey Habibim) De ki: “Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeş ve arkadaşlarınız, hanımlarınız, kavm-ü kabileniz-hısım akrabanız, kazanıp yığdığınız mallarınız, bozulmasından ve azalmasından korktuğunuz ticaret ve tezgâhınız (memuriyet ve meslek sahanız), pek hoşlandığınız evleriniz (ve villalarınız)... Şayet (bütün bunlar) size Allah'tan ve Resulünden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevgili ve kıymetli ise (bütün bunları kaybetmeyeyim korkusuyla cihadı ve Hakk davayı terk ediyorsanız); o halde Allah (zillet ve esaret) emrini getirinceye kadar bekleyip gözleyin bakalım... Çünkü Allah (cihadı terk eden) fasıklar topluluğunu asla hidayete (veselamete) ulaştırmayacaktır.” (12)
Sözün özü; Dünya, bir kerelik imkan verilen kocaman bir sınav salonudur. Sınav bitiş zilinin ne zaman çalacağı belli değildir; lakin her an çalma ihtimali çoktur. Kazanmak isteyip kurtulmayı hedefleyenlerin sınavın farkında olup hazırlıklı olmaktan başka çıkar yolları yoktur. Kaybedenler ise hep geri kalanlardır.
Dipnotlar
1. İkra İslam Ansiklopedisi
2. Age
3. Ankebut Suresi 2.ayet
4. Ankebut Suresi 3.ayet
5. Mülk Suresi 2.ayet
6. Yusuf Suresi 33.ayet
7. Enbiya Suresi 83.
8. Bakara Suresi 155.ayet
9. Bakara Suresi 157.ayet
10.Enfal Suresi 28.ayet
11.Enfal Suresi 39.ayet
12.Tevbe Suresi 24.ayet