Çatırdayan aile çatılarının gümbürtüsü sağır sultanlara kadar ulaştı.. Toplumun huzuru ve toplumsal emniyet bireylere, bireylerin sağlıklı olması da hiç kuşkusuz ailelere bağlı..Aile sözlük olarak; aynı işte olan aynı gaye için çalışan,bir araya gelmiş fertleri ifade eder.. Aynı hedef birliğine sahip,aynı gaye için yürüyen insanlar topluluğu...Her dünya görüşünün kendine tanımladığı aile yapısı vardır... Tarih şunu göstermiştir ki; Hiçbir beşer ideolojisi toplumun tüm katmanlarına adaleti, huzuru sağlayamamıştır,sağlayamaz da.!..İslam dininde ailenin temeli için esaslar bellidir... Hayatı dünyadan ibaret sayan materyalist,seküler yaklaşımlar iflas etmiş, aklı selim için İslam´ın eşsiz bir sistem olduğu,yaşanan süreçte bir kez daha tescillenmiştir..
İslam´da ailenin temeli yalnızca Allah´a kulluk esasına dayalıdır. Ailenin,sadece adece ve sadece Allah´a kulluk üzere bina edilmesi istenmektedir..
Erkeğin eksiklerinin kadınla,kadının eksiklerinin erkekle giderildiği İslam´ın en önemli kurumlarından biridir aile!.En büyük okul ve bir ocaktır aile!..
Bidat/hurafe ve şirkin sağanak yağışlarının oluşturduğu tusunamilerin önünde çöp gibi sürüklenen ailelerimizin tek çözümü, Nuh´un (as) (vahyin) gemisine binmektir..
Aile nesillerin devamı içindir ama çağımızda nesiller aileler elinde helake sürüklenmektedir...Şirk sisteminde öğretim(!) yaygın olsa da eğitimden söz etmek mümkün değildir. 23.Nisan, 19 Mayıs,analar günü, babalar günü vb. gibi çeşit çeşit bahanelerle, çocuklarımızı özlerinden uzaklaştıran sistematik uygulamalar neticesinde bir nesil yok oldu!.
Sözüm ona bayram adı altında çocuklara yaptırılan etkinliklerin din ile ifadesi mümkün olmadığı gibi kültür ile,haya ile de ifadesi mümkün değildir...
Artık yanlışı değil doğruyu görünce hayrete düşer olduk!. Dışlanan hayasızlık değil,hayayı kuşanmak utanılacak durum olarak algılara yerleşti. ( Okul´lu çocukları konuşturun ne demek istediğimiz anlaşılacaktır)...
Nesillerin zihin dünyası şirkin öldürücü virüslerinin saldırısındayken, vahiyle formatlanmayınca kayıp nesillerle yüz yüze kaldık!..Cidden ebeveynler olarak elimizi çabuk ve sıkı tutmazsak,yarınlara, çocuklarımız için vahiyli bir toplum bırakamayacağımız açıktır..Şimdi yeni evlenenler temelini sadece Allah´a kulluk üzere atmalı aile binalarının. Evli olanlar da onarıma geçerek, temelleri güçlendirip sadece Allah´a kulluk sütunlarıyla güçlendirme yapmalı aile binalarına!..
Temeli kulluk üzerine olan ailelerde ilk söz de son söz de Allah(cc) ve Resul´üne aittir..
Aile sahiplerine Kur´an´ı kerimde şöyle buyrulmuştur:
Ey inananlar, kendinizi ve ehlinizi (yakınlarınızı) ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır; üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır."(tahrim suresi:6)... Ve yine Abdullah b
Model aile örnekliğinden bahseden kur´an, bize İmran ailesinden bahseder.Evlat özlemiyle ellerini Sema´ya kaldıran İmran´ın ailesi,istediği evladı niçin istediğinin farkında lığıyla sunar dilekçesini Rahman´a!.
"Onlar ki, ey Rabbimiz ! derler, bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan gözlerin aydınlığı (ölçüsünde) bağışla ve bizi (Allah'tan) korkup (fenalıklardan) sakınanlara önder ve lider eyle."(Furkan suaresi:74)..
Salih evlatlar göz aydınlığımız olsun!.. Kim istemez hayırlı Salih evlat sahibi olmayı?..Ya peki Salih ve Saliha olmadan,Salih evlatlara nasıl sahip olunacak?!...
Önce örnek ve önder birer ebeveyn olmak!. Tüm işlerini,diyaloglarını Salih amel üzerine bina eden bir yuva ve bu yuvada "Evin Çobanı" olduğunun farkında lığıyla hareket eden erkek ve evli olan ama evcilik oynamayan bir hanım.. Hanımın hocasının, kocası.Çocuklarının hocasının, annesi olduğu bir aile okulu!...
İmran´ın karısı gibi adanan,adayan bir ruhla.. Çocuklarının aslında emanetçisi olduğunun farkında lığıyla mücahid ve mücahide yetiştiren bir aile okulu!.Hani İmranın karısı demişti:
"Hani, İmran'ın karısı 'Rabbim, karnımdaki çocuğu, her türlü endişeden arınmış olarak sırf sana adadım, O'nu benden yana kabul buyur. Hiç , kuşkusuz sen işiten ve bilensin' dedi."(Al-i İmran.35)..
Ve yine hayat kitabımız Kur´an´da İbrahim ailesinden örnek verilir. Teslimiyet sınavından takdirle geçmiş bir baba ve yine teslimiyette İbrahim´ce bir duruş sergileyen bir ANA ve bu okuldan mezun olmuş bir evlat olan İsmail..
Ahiret saadetinin öncelendiği,hayatın kulluk (hayatta yalnızca Allah´ın sözünün yerine getirilmesi) anlayışı üzerine bina edildiği yuvalar, dünyada bedenen sıkıntıda olsalar da ruhen huzurlu ve kendinden emindirler,çünkü Allah´a tevekküllüdürler..
Ya şimdi!...
Tv lerle düştü ocaklarımıza ateş.Reklamlarla tüketim budalası haline getirildi nesiller...Bedenler rahatta şimdi, gelin görün ki psikologlar mesai yaparak dahi yetişemiyorlar stres hastalığına.. Depresyon haplarıyla uyuşturulan/uyutulan beyinler...Şirkin,hurafenin,bidatin yoğun bombardımanı tsunami etkisi yapıyor aile binalarımıza..Moderinst,seküler,popüler fırtınalar savuruyor gençlerimizi vahiyli yaşamın uzaklarına...
Şimdi vahyi yeniden kuşanmanın vaktidir. Yeniden darul erkam modeline çevirerek evlerimizi "Ey iman edenler iman edin" ayeti ışığında aydınlatarak yönlerimizi, ıkra emriyle bulmalıyız yol ve yöntemlerimizi.. Sünneti seniyyeye boyayalım eylemlerimizi... Tüm bunlar bedel gerektirecektir. O zaman hatırlayalım ilahi fermanı
"(Ey müminler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır."(Bakara suresi:214)
Ve yeniden dik duruşun,direnişin dersini okuyalım hayatus-sahebeden.. Tutunmazsak savrulacağımızı farkında lığıyla urvetul vuskanın bağıyla tutunalım bir birimize. Ailelerimiz Tevhid´in kalesi haline gelene kadar sürdürelim kararlılığımızı. Kandırdılar bizi,ihtiyacımız olan kuvvet,damarlardaki kanda değil, kalbimizde bulunan İman da zaten mevcuttur...
Savrulmayanlara,dik duranlara çağa şahidlik görevini ifa edenlere selam olsun!...
Sabiha Ateş Alpat