Hamd, Alemlerin Rabbi olan Allah'a; salat ve selam yegane önderimiz Hz. Muhammed(sav)'e ve O'nun yolundan giden müminlere olsun...
Şikayetim var; ancak gönüllerin sahibi ve şahidi olana arz ediyorum şikayetimi...
Şimdiye dek hakkımızda söylenen hiçbir şeye cevap vermeyip özellikle medyada polemiğe girmemeye gayret ettik. Suskunluğumuzu, söylediklerini kabul anlamında algıladılar. Sustuk, sustukça koroya katılanlar çoğaldı. Sonunda baktık ki aynı dili konuştuğumuz insanlar koroya katılmışlar. İstanbul'dan ziyaretimize gelen bazı hoca hanımlar: "Hocam feminist ve hadis inkarcısı" diyenlere iki satır yazın, yazın ki sizin öyle olmadığınızı bilsinler" dediler. Ne diyorlar hakkımda diye sordum; sormaz olaydım. Bazı Müslüman beylerin fetvası(!) "Feminist" olduğumuz yönündeymiş...
Dayandıkları delil ise:
"Allah'a isyan olan yerde hiç kimseye itaat olmadığını; bu anlamda eşin, İslam'ın istediği emirleri engelleme hakkının olmadığını" demişiz. Haydi getirin delilinizi! Aksi bir delil var da biz bilmiyorsak bildirmek sizin görevinizdir. Ne yani koca istediğinde hanım açılabilir; istediğinde emirlerden vaz mı geçer? Fesadın yaygın olduğu yerlerde, İslam’ın hakim olmadığı yerlerde fesadı önlemek, mücadele etmek-fıkıh ölçüleri içinde- farz-ı ayn değil mi? Bu nasıl bir mantık? Bu nasıl bir algı? Ata erkil algılarınız ve ön yargınız demek istediğimizi anlamayı engellemiş anlaşılan.
"Bir hanım bu kadar gezmez. Bu kadar iş hanımlara düşmez” miş! . Biz mübarek davamız için çok bir şey yaptığımıza inanmıyoruz kaldı ki gezilen yerlerin nereler olduğu net ve açıktır. Siz ümmetin çocuklarının gezdiği yanlış yerleri dert edinin. Edinin ki kayıp giden gençliğe belki bir çözüm bulumur.
Feminist ve hadis inkarcısı olduğumu beyan eden birine-kendileri hoca- sormuştum:
-Niçin “Feminist” dediniz, kanıtınız nedir? Verdiği cevabı takdirlerinize sunuyorum:
"Talebenizin biri: "Eşim bana İslami konularda karışamaz " demiş, demez mi(!) Yani talebe demiş, talebemin fikri böyleyse ben de böyleymişim. İnsaf ölçülerini bir hayli zorlayan bu yorumun hesabını görecek olan Allah'tır (cc). Kaldı ki biz, sizin pasif Müslüman kadın algınıza ters düştüğümüz için bunu söylediğinizi biliyoruz.Ayrıca söylenen sözün yanlışlığı nerde anlayabilmiş değiliz.
Sonra;
-Hangi delile dayanarak hadis inkarcısı olduğumu söylediniz? -Hem de Allah'ın evinde(!)- dedim ve ekledim: "Peygamberim ilahi mesaj adına ne ilettiyse benim kabulümdür. Anlamış olayım ya da anlamamış olayım fark etmez." Ama zatı muhterem ısrarla:
-"Kadının aklı eksik mi değil mi? cevap verin.” diyerek konuyu bu şekil cevaplandırmayı uygun buldu. Zahmet edip bir iki makaleme göz atmış olsaydı hadis inkarcısı olmadığımızı görürdü.
Biz; bize vahhabi diyenleri, mezhepsiz diyenleri, tarikatsız sapıklar diyenleri anlayabiliyorduk; ama bilin ki sizi anlayamıyoruz!
Biz; bize gerici, irticacı diyenleri de anlayabiliyorduk; ama sizi hiç mi hiç anlamıyoruz. Sizin derdiniz ne?
Biz, Allah'ın erkeğe verdiği hakları başımız gözümüz üstüne dedik kabul ettik. Hodri meydan soruyoruz: Siz; Allah'ın kadına verdiği hakları, bu yürek genişliği ile kabul edebiliyor musunuz?
Biz; modern kadın tipine, feminist kadın tipine, demokrat kadın tipine ve geleneğin dayattığı pasif kadın tipine hayır dedik. Ya siz; geleneğin ata erkil erkek tipine hayır diyebiliyor musunuz?
Biz, sizin niçin rahatsız olduğunuzu biliyoruz. Çünkü siz; geleneğin eli hamurlu, saçı uzun ve aklı kısa tarifinde bir kadın istiyorsunuz. Çünkü siz; erkek egemen bir yapı arzu ediyorsunuz. Oysaki erkek ya da kadın egemenliği değil; sadece Allah'ın egemenliği söz konusudur.
Allah'ın erkeğe verdiği hakları, kendinize göre yorumlayıp kadını pasifleştiren algınız bir türlü kadının istişare edilebilen, üretebilen ve yön verebilen tarafını kabullendirmiyor size. Ata erkil yaklaşımınız; Bedir'de, Uhud'da, Habeşistan'da, Hicret'te, Beni- Mustalik'te kadının ne işi vardı diye sordurmuyor size.
Erkek kavvamdır; anladık ve kabul ettik. Merakımızı hoş görün, peki sizler kavvamlığın ne olduğunu anlayabildiniz mi? Sadece kendi algısını dinin kendisi sananlar yüzünden, çektiklerimiz ve kaybettiklerimizi belki muharebe meydanlarında çekmemiş ve kaybetmemiştik!
Şu bir gerçek ki kardeşlik boğazlanıyor. Yusuf'un kardeşlerinin rolünü üstlenenler Yusuf'u değil; kardeşliği atıyorlar dipsiz kuyulara.
Bu açık bir çağrıdır:
Bize feminist diyenler ya delillerini getirirler ya da iftiracıdırlar ve biz bunun hesap günü, hesabı görülsün diye dilekçemizi Alemlerin ve hesap gününün Rabbi olana verdik. Hadisleri inkar ettiğimizi söyleyenler ya ispat etmelidirler ya da müfteridirler.
Şikayetimiz var Allah'ım..!