Cahil denilince hemen akla gelen "Bilgisizlik" olsa da,İslam,cahiliyyeyi sadece bilgisizlik olarak açıklamaz.Câhiliyye, “bilgisiz olma”yla eş anlamlı görünmüş olsa da, temelde bir düşünme biçimi, bir sistem, bir yaşantı şeklidir. Kur’an’ın İslâm dışı toplumların ve kişilerin tutum, davranış, yaşantı ve kurdukları sistemi tanımlamak için kullandığı bir kavramdır. Değer yargılarını, ahlâk kurallarını, inanç, düşünme ve davranış biçimlerini bünyesinde toplayan ve kendine bağlı insanların yaşayışlarına yön veren iki sistemden biri İslâm; diğeri hangi ad altında olursa olsun “câhiliyye”dir. Şirk ve küfür, bu sisteme inanç ve itikad yönüyle ad olurken, câhiliyye de, kabul edilen değer yargıları ve davranış biçimleri, yani sosyolojik yönüyle ad olur. (İslam ansiklopedisi).Câhiliyye, “bilgisiz olmak”tır; evet, esas bilinmesi gerekeni bilmemek, yanlış bilgi sahibi olup,bilmediğini de bilmemek, hevâya, kuruntuya, zanna uymaktır. Esas bilinmesi gereken Hakk’ı hak olarak bilmemektir.Ragıb el-İsfehânî ‘cehl’e üç anlam vererek şöyle izah etmiştir;
Birincisi, nefsin bilgiden boş olması,
İkincisi,gerçeğin dışında bir şeye inanma,
Üçüncüsü, bir konuda yapılması gerekenin veya hakkın tersini yapmadır (Müfredât).
Cahiliyye genellikle İslam dışı hayat tarzını,inanç biçimini,düşünce sistemini ifade eden bir kavramdır. Kur'an'da İslam dışı kanunlara da cahiliyye denmiştir “Onlar hâlâ câhiliyye devrinin hükmünü mü arzu ediyorlar? Şüphesiz doğru bir kanaate sahip olanlar için, hükmü Allah’tan daha güzel olan kim olabilir?”(5/Mâide, 50).
Bütün Peygamberlerin gönderiliş gayesinde insanlığı "Cahiliyyenin karanlığından vahyin aydınlığına" davet etmek vardır.Yani insanları yanlış inanış biçiminden Tevhide.Cahili ahlak tarzından İslam'i ahlaka.İslam dışı giyiniş biçiminden hicaba/tesettüre/hayaya davet etmişlerdir.
Kur'an'ın "Cehalet" diye kabul ettiği hususların bazı başlıkları ayetlerde şöyle sıralanmıştır.
1:İnançta Cahiliyye!
Peygamberlerin öncelikli daveti tevhid akidesine idi.Cahili inanış biçiminde şirk vardır,hurafe ve ataları körü körüne takip etme vardır.Allah'a (cc) iman hususunda cehalet içerisindedirler.Allah'ı (cc) kendini tanıttığı gibi tanıyıp iman etmek gerekirken,onlar zanna dayalı bir iman taşırlar.
"Allah hakkında, İslâm öncesi câhiliye döneminden kalma putperest kafasıyla, yalan yanlış düşünceler besliyorlardı". (Al-i İmran 154).
Yine cahili inanış biçiminde şirk koşmadan inanmak yoktur "(Gafil ve cahil insanların) Onların çoğu ancak ortak koşarak (ve bir yönden mutlaka şirk katarak) Allah’a iman etmektedirler." (Yusuf:106).
Cahili inanış biçiminde mutlaka bir aracının olması gerektiğine inanılır " Allah’tan başka evliyalar edinerek; “Biz bunlara sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye tâbi oluyoruz (ve tapıyoruz” diyenlere gelince); şüphesiz ki Allah, onlar arasında ihtilaf ettikleri konularda hükmünü verecektir. "(Zümer 3).
Cahili inanış biçiminde ataların yoluna körü körüne takip etmek vardır "
Ne zaman o kimselere (gerici, gelenekçi ve taklitçi cahillere: “Gelin) Allah’ın indirdiğine (akli ve nakli delillere, insani ve İslami değerlere) uyun” denilse, onlar: “Hayır, biz atalarımızı izinde ve üzerinde bulduğumuz şeye (yerleşik geleneklere ve geçmişten kalan göreneklere) uyarız” derler. (Peki) Ya ataları (ve örnek aldıkları eski toplulukları ve tarihi tabuları); akılları gerçeğe ermeyen ve doğru istikameti de bulup bilemeyen kimseler idiyse? (Hâlâ mı körü körüne onların peşinden gidecek ve köhnemiş bir geçmiş hevesiyle, gerçeklere direnecekler?)"(Bakara:170).
Özetle inanç delile/nassa/ vahye dayanması gerekir. Cahili inanış biçiminin dayanağı vahiy değildir.
2:Cahili Ahlak Anlayışı ve Hayat Tarzı
İslam insanı yeniden,sil baştan inşa eden bir dindir. Kişinin ahlakı ve davranışları kendisinin "KİM" olduğu hakkında karşı tarafa bilgi verir.Ahlakın önemli olduğunu bildiren naslar çoktur.
Mekke de ilk inen ayetlerin bir çoğunda da ahlaka vurgu yapılmıştır. " Şüphesiz sen büyük bir ahlak üzeresin" (Kalem 4).
Bir tartışma sırasında,Bilâl-i Habeşî’ye “kara kadının oğlu” diye hakaret eden Ebû Zer el-Gıfârî’ye, Peygamberimiz (sav) “Onu annesinin renginden dolayı mı ayıplıyorsun? Demek ki sen kendisinde hâlâ Câhiliye ahlâkı kalmış bir kimsesin” demiştir (Buhârî, “Îmân”, 22).Ahlak insanın davranış biçimini de şekillendirir. Nitekim davranış biçimi ya İslami'dir ya da cahili.
“(Ey peygamber hanımları!) evlerinizde vakarınızla oturun, ilk câhiliyye (devri kadınları)nın açılıp saçılarak, zînetlerini göstererek yürüyüşü gibi yürümeyin...”(33/Ahzâb, 33).
Ayet kadınların açılması,süslerinin teşhir edilmesi,yürüyüşe endam katılması vb gibi kadının dişiliğini dışa vuran hal ve davranışların cahili bir ahlakın ürünü olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Konuştuklarımız,davranışlarımız,tavrımız ve tarzımız. Eğlencemiz ve yasımız.
Düğünümüz ve cenazemiz kısacası hayatta tüm işlerimiz dayanağını İslam'dan almalıdır değilse cahiliyye diye adlandırılır.Bugün yaşanılan hayatın fıkhı ölçülerin dışında seyretmesi İslam nazarında cahiliyyedir. Moda/modern yaşam biçimi,giyim biçimi olayları yorumlama biçimi kısacası hayatı kuşatan "Çağdaşlık" algısı, cahiliyyenin sadece Mekke öncesinde değil günümüz toplumlarında da varlığını sürdürdüğünü göstermektedir. Hanımlar, Allah (cc) dışarı giderken süslerinizi/ziynetlerinizi kapatın dedi.Sen tam tersine dışarı giderken süsleniyor ve setr etmeyen kıyafetlerle dışarı çıkıyorsan. Takıp takıştırıyor, sürüp sürüştürerek dışarı çıkıyorsan bil ki bunun adı CAHİLİYYEDİR!
Kısacası cahiliyyenin kendine has hayat biçimi,düşünce yapısı,ahlak anlayışı,dünya değerlendirmesi vardır ve bu İslam dışıdır.
3:Câhiliyyenin hüküm, yönetim ve devlet anlayışı
Bu konu ayeti kerimede şöyle beyan edilmiştir "Onlar hâlâ cahiliye hükümlerini (Kur’an’ın tabii ve temel hukuk kurallarına, evrensel insan haklarına ve en güzel İslam ahlâkına aykırı düzenleri) mi arıyorlar? Kesin bilgiye (yakine) dayanan sağlam inanca sahip bir topluluk için, hüküm ve hikmeti (kural ve prensipleri) Allah’tan daha güzel (ve mükemmel) olan kimdir?"(Maide:50).Demek ki, Allah’ın hükmüne dayanmayan,insanların çıkardıkları kanunlarla yönetilen -adı ne olursa olsun- İslam nazarında cahili yönetim biçimidir.
İslâm’ın her parçasının karşısında mutlaka câhiliyye vardır. Hz. Ömer’in dediği gibi, “İslâm’la câhiliyyeyi bilmeyenler türeyince, İslâm’ın düğümleri teker teker çözülür.” İslâm tüm ayrıntılarıyla câhiliyyenin karşıtıdır.
Cahiliyyenin yolu karanlıktır. "Allah, inananların koruyucusu, yardımcısı, dostu ve velisidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların velisi de Allah’ın otoritesini ve hükümlerini hiçe sayarak kendilerini ilâhlaştıran insan ve cin şeytanları, yani tağutlardır. Bu azgın şeytanlar, onları aydınlıktan karanlıklara sürüklerler. İşte bunlar, cehennem halkıdırlar ve sonsuza dek orada kalacaklardır!"(Bakara:257).
Günümüzde Câhiliyye:
Câhiliyye’yi, yanlızca İslâm’dan önceki dönem diye çevirme yanlış olacaktır. O dönemin adı da ‘câhiliyye’dir. Ancak bu kavram, câhilî davranış ve inançların genel adıdır. Firavun nasıl, haddi aşan, azan, kibirlenip kendini Allah’a muhtaç görmeyen, zulmün ve tuğyanın (azıp-sapıtmanın) sembolü ise; câhiliyye de bilgisizliğin, bilgisizce hareket etmenin, yaptığı şeyin sonucunu düşünmemenin, Allah’ı ve O’nun âyetlerini anlamamanın, Allah’a isyan etmenin ne kadar kötü olduğunu idrâk edememenin sembol kavramıdır.
İnsanların hevâlarına uyduğu, nefislerinin, isteklerinin kulu oldukları, Allah’ın hükümlerinin kabul edilmediği, çeşitli ilâhlara ibâdet edildiği, sömürü ve zulmün bulunduğu, kavmiyetçilik ve asabiyyenin (tarafgirliğin) yaygın olduğu, hüküm vermede hakkın ve adâletin uygulanmadığı her yer ve zamanda câhiliyye var demektir. Günümüzde de çeşitli yerlerde, tıpkı câhiliyye döneminde olduğu gibi Allah (c.c.) unutulmuştur. O ve O’nun hükümleri hayata ve insanların işlerine sokulmamaktadır. O’nun gönderdiği hükümlere uymayı bir tarafa bırakalım; o hükümler, yani şeriat yanlış, eksik ve hatta çağdışı sayılmaktadır. Günümüz insanlarının çoğu, unuttukları âlemlerin Rabbi Allah’ın yerine sayısız ilâhlar ve putlar bulmuşlar ya da koymuşlardır. Tıpkı eski Arap câhiliyyesinde olduğu gibi sahte tanrılara ibâdet edilmektedir. Ölçüler İlâhî kaynaktan değil, hevâlardan alınmaktadır. Güçlünün borusu ötmekte, sözü geçmektedir. Zayıflar yine ezilmekte, insanlar haklarına yine gereği gibi kavuşamamaktadır. Kumar, zinâ, fuhuş, hırsızlık en geniş şekilde yapılmakta, içki su yerine içilmekte, ribâ (fâiz) ekonominin can damarı kabul edilmektedir. İslâm’ın günah dediği pek çok şey çağdaş ahlâk sayılmaktadır. Kadınlar yine alınıp satılmakta, açılıp saçılmaları kadın hakkı, çağdaşlık kabul edilmektedir.
Kısaca, Kuran’ın câhiliyye toplumu dediği müşrik toplumun anlayışı ve ahlâkı az bir değişiklikle günümüzde de aynen devam ediyor. Allah (c.c.), O’nun yüce hükümleri ve Ahiret hesaba pek katılmıyor. Bu durum da ‘câhiliyye’den başka bir şey değildir.(Hüseyin Ece Temel kavramlar).
Peygamberler insanları cahiliyyenin karanlığından Allah'ın (cc) dos doğru yoluna davet için gönderilmişlerdir ve insandan cahliyeye ait her bir şeyi terk edip İslam ile şekillendirmesi istenmiştir.İşte tam da bunun için Ebu Zer'dan (r.anh) sadır olan cahili tek kelimeye bile müsamaha edilmemiştir.İman edenlerin her şeylerini vahyin terazisinde tartmak gibi bir vecibeleri vardır.Ancak böylelikle cahiliyeden uzaklaşılmış, vahyin aydınlık yoluna girilmiş olur.
Not:Konu hakkında Kısa ve net bir bakış açısı için "Cahiliyye Düzeninin Ruh Haritası" (Mustafa Çelik)okunabilir. Çünkü cahiliyyeyi tanımak ta elzemdir.