"Ey iman edenler! Allah ve Resulü size hayat verecek hakikatlere sizi dâvet ettiğinde
ona icabet edin. Bilin ki Allah insan ile kalbi arasına girer (dilediği takdirde arzusunu
gerçekleştirmesini önler)... Ve siz dönüp O'nun huzurunda toplanacaksınız." (Enfal,
8/24)…
İslam bir çağrıdır,çağrı üzerine temellendirilmiştir… Her çağrıldığımız husus mutlak surette
iki dünyada da insanın saadeti/felahı içindir…Kelime’i şahadet ile başlayan çağrı daha sonra
ibadet,muamelat,sosyal,edebi,kültürel,siyasi gibi hayatı ilgilendiren tüm noktalarda, Allah’a
(cc) teslimiyet ile devam etmiştir…Teslimiyet konusunda istisnasız her yaratık Allah’a teslim
olmuştur. İnsan için ise irade ve irade dışı olmak üzere iki tür teslimiyet söz
konusudur…İnsan ölüme teslim olurken iradesiyle teslim olmaz.Ya da yaşlılığa teslim olmak
vb örnekleri gibi…İnsana yapılan çağrıda istenen, Allah’a teslimiyette irade ile teslim
olmasıdır…
Allah’tan yana olan çağrılardan biriside oruç ibadetidir.. “"Ey iman edenler!.. Sizden
evvelki (ümmet)lere yazıldığı gibi, sizin üzerinize de oruç yazıldı (farz kılındı). Umulur
ki, korunasınız" (el-Bakara, 2/183)..Ayetten oruc ibadetinin “takva” ile ilgisi olduğunu
anlıyoruz. Allah’tan gerektiği gibi sakınmanın/korkmanın adına takva deniyor..Takvaya
ulaşmak için bir takım yollar/vesileler kılınmıştır.Oruç ibadeti de bunlardan
biridir..İbadetlerin şekilsel boyutu aşamamasından dolayı, hayata yansımaları/etkileri
gözük(e)müyor! (genel anlamda). Bunun nedeni tahkikin değil taklidin yerleşik kültür haline
gelmiş olmasındandır...
Ramazan ayı kurtuluş ayıdır. Onu diğer aylardan ayrıcalıklı kılan önemli hususlardan biri de
hayat kitabımızın bu ayda nazil olmaya başlamasıdır.Elimize sunulacak bir ramazan fırsatını
daha iyi değerlendirmenin yolu Kur’an’ı anlayarak okumak ve gereğini yapma çabasına
girmekle olacaktır.İdrak edeceğimiz ramazan ayında , kendisiyle hayat bulduğumuz,hayat
kitabımız Kur’an’ın “Ikra” ile başlamış olmasının hikmeti ve mesajı üzerinde bir kez daha
düşünmek durumundayız…Her ibadetin içerdiği mesajlar vardır. İçerdiği mana ile ifa edilmiş
ibadetlerin hayata tesirlerini görebilmek ,yapılan ibadetin farkında lığıyla bire bir alakalıdır…
Hiçbir şey boşuna yaratılmadığı gibi,hiçbir emir de hikmetsiz,manasız,boşuna
değildir…Özellikle ve öncelikle farz ibadetlerin içerdiği evrensel mesajlar kavramanın yolu
hiç şüphesiz,Allah’ın gönderdiği kitabı hakkını vererek okumak ve Peygamber(sav)
uygulamasıyla hayatta bulan yankısını görmekten/bilmekten/anlamaktan geçiyor..Bu
nedenledir ki Allah (cc) şöyle " Hakka tilavetihi" buyurarak tilavetin hakkını verin diye
buyurmuştur. "Hakka kıraatihi" denmemiştir.Tilavet ise okumak,anlamak ve gereğini
yapmaktır.Ramazanın insan için bir milat olabilmesi için Kur'an'ın tilaveti şarttır. Okunan
mukabelelerde mutlaka okunan bölümün Türkçesini de okuyup,gerektiği yerde tefsirlerine baş
vurarak mukabeleyi tilavet ile bitirmeye gayret etmek gerekir.Bu konuda uyarı ayetlerinden
birisi de furkan suresi otuzuncu ayette geçmektedir.
"Ve elçi dedi ki: "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terkedilmiş (bir kitap) olarak
bıraktılar." .. Kur'an'ı mahcur bıraktılar şikayeti ile yüz yüze kalmamak için Kur'an'ı tilavet
etmek zorunluluğu vardır..Mahcur bırakılmış olmak,kendisinden hicret edilmiş,terk edilmiş
anlamına gelmektedir ve hükümleri terk edilen Kur'an da mahcurdur... Dinimizin emirleri akıl
ve balığler için olduğu bilinmektedir. O halde akıl ve balığ olan kulaktan dolma bilgilerle
dinini ikame edemez. Bizzat dinin kabul ve red’lerini bilmek zorundadır.Bu konuda
bilinç/bilgi/ şuur eksikliği,bidat ve hurafelerin yaygınlaşmasına sebep olmaktadır...
Kur'an'ı okumak!. Kur'an'ın çağrısına kulak vermek!. Fahrettin razi "Kur'an'ı anlamadan
yaşamak,yaşamdan okumak Kur'an'a saygısızlıktır" diyerek meselenin önemini izah
etmiştir.Kitap hayat kitabıdır. hayatı değiştirmek için gönderilmiştir:bu nedenle kitap gelene
kadar Peygamberim ile sorunu olmayanlar,kitaptan sonra düşmanlıklarını ilanetmişlerdir.Tarih boyunca da hayatlarını kitaba teslim etmek istemeyenlerin kitap ile
problemleri olmuştur,çünkü iman etmemişler,imana yanaşmamışlardır.Peki kendini
Müslüman ad ettiği halde hayatlarını kitaba teslim etmeyenlerin mazeretleri nelerdir?!.
Nasıl okunmalıdır?
"Ey örtüye bürünerek saklanan Muhammed,
Geceleyin biraz uyuduktan sonra kalk
Gecenin yarısında uyanık ol, ya bu miktarı biraz eksilt
Ya da artır da ağır ağır/tertil ile Kur'an oku" (Müzemmil:1-4). Mukabele okunurken
hızlı okumak marifet değildir. Yetiştirmeniz gereken işlerin hiç birisi Kur'an'ın okunup
anlaşılmasından daha kıymetli olamaz!.
"Kendilerine verdiğimiz kitabı hakkıyla okuyanlar, işte bunlar O’na iman eden
kimselerdir. Onu tanımayanlar ise işte asıl hüsrana uğrayacaklar da
onlardır"(Bakara:121)...
Hakkıyla okumak için bu ramazanı bir fırsat ad ederek. Kur'an okunduğunda iman
edenlerin hallerini enfal suresinden okuyoruz " Müminler ancak, Allah anıldığı zaman
kalpleri ürperen, ayetleri kendilerine okununca imanları artan ve Rablerine tevekkül
eden kimselerdir." (Enfal:2). Ayette İman ve Kur'an tilaveti birlikte zikr edilmiştir.
Üzerinde düşünülmeyen,ibret alınmayan ve hayata taşınmayan mesajlar için Allah'ın (cc) Şu
uyarını hatırlamakta fayda vardır:
"Onlar, Kur’an’ı hiç düşünmüyorlar mı, yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var?"
( Muhammed: 24)...
İnsanlığı/insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderilen Kur2an bilindiği gibi
bir ramazan gecesinde nazil olmaya başlamıştır.Bu ramazan bizim hayatımıza da nazil
olması/olabilmesi için tilavetine hakkını vermek gerekir...
Oruç ibadeti de içerdiği evrensel mesajlar açısından çok özel ve de güzel ibadetlerden biridir..
Nefis terbiye ve tezkiyesi için önemli bir ibadet olan oruç taşıdığı mesajlar ile ifa edildiğinde
yansımaları hayatımızda gözükecektir hiç şüphesiz…Ramazandan önce ve ramazandan sonra
olmalıdır oruç tutan biri için. İmanlarda kuvvet,ahlaklarda güzelleşme
amellerde ihlas şuurunu artıran bir özelliğe sahiptir oruç ibadeti... Terbiye boyutunu
dikkatten kaçırarak akşama kadar aç kalmak olarak tutulmaya çalışlınca Peygamberimiz
(sav) buyurdular ki;
"Öyle oruç tutanlar vardır ki neticede ellerine geçen, sadece açlık ve
susuzluklarıdır" (İbni Mace)...
Oruç manevi dünyamıza mutlaka katkı sağlar.
Orucu sadece mide tutmasın
Oruç mideyi aç bırakmak değildir.diğer bütün azalarımız midemize eşlik ederek Allah'ın
dur dediklerine karşı hassas olmalıdır.el,ayak,göz ve KALP midemize eşlik etmelidir...
İftar sofraları ziyafet sofralarına dönmesin
Fakirleri anlamaya vesile olması gereken orucun, akşama kadar fakirliğin talimini
yaparak akşam envay çeşit yemeklerle midenin infilakına sebep olmak ve ya tıka basa
doldurulan mideleri maden sularıyla rahatlatma çabalarına girmek ramazanın ruhuna
aykırıdır.İftar sofraları çeşit israflarına sahne olmamalıdır...
Kur'an tefekkür,tefehhüm ve tedebbürle hatim yapılmalı.
Ayetlerin mesajlarını hayata taşımak için kalbin,zihnin, gönlün hazır hale
gelmesi.ertelemeden,tembellik göstermeden Kur'an'ın direktiflerini hayata geçirmek için
hazır asker olunmalı.Hayır İşleri,nafile ibadetleri artırmalı.
Teravih namazına,teheccüt ibadetine ,itikaf ibadetine özen göstererek ramazan manevi
arınma için fırsat bilinmelidir.
Kadir gecesinin kadrini bilmeli!..
Bin aydan daha kıymetli olan bu geceyi ramazanın son on gecesinde aramalıyız.Bir geceye
sıkıştırılmış şekilsel bir takım törenlerle kadir gecesi ihya edilmez edilemez.kadir gecesi bin
aydan daha hayırlıdır..Yürek kapıları sonuna kadar açılırsa Kur'an o yüreğe de nazil olur. İşte
o zaman o kişi bin insandan daha hayırlı bir insan olur.
İtikaf ibadeti ihya edilmeli!.
İtikaf nefis muhasebesi için önemli bir ibadettir. Geçmiş senenin muhasebesini,gelecek
senenin planını yapmak için fırsattır...İki günü bir olan ziyandaysa ya her yılı aynı olan nasıl
iflas etmesin ki!... Dünya ahiretin tarlasıdır.Bu zamana kadar ne ekildiği,nasıl ekildiği.
Bundan sonra ne ekileceği ve nasıl ekileceği itikaf ibadetinde planlanabilir...
Diğer taraftan alimler Orucu üç derece olarak izah etmişlerdir.
1:Avvamın orucu
Fecri sadıktan güneş batımına kadar yeme ,içme ve şehevi duygulardan uzak durarak
ağızlarına ve midelerine oruç tutturanların orucudur.Ağzı yeme ve içmeye kapalı dedikodu
yalana açık olmasından imtina etmeyen. Midesi akşama kadar aç olup nefsi istekleri
doyurmaktan kaçınmayanların orucu... Orucun fıkhı boyutuna şekilsel dikkat eden fakat
göz,ayak ve diğer azaları için haram ve helale dikkat kesmeyenlerin orucu..
2:Havasın Orucu
Midesi ile birlikte diğer azalarına da oruç tutturanların orucudur...
hayatları,ahlakları,davranışları tuttukları oruca eşlik eden ,şahit olanların orucudur.
3. En seçkin insanların orucu.
Kalpleri dünyevi istek ve dünyevi düşüncülerden arındıranların orucu. Allah'tan ve Allah'ın
rızasından gayrisine iltifat etmezler bunlar.
Ramazanın Ümmetin dirilişine vesile olması temennisiyle,ramazanınız mübarek
ibadetleriniz kabul olsun.



[İstifade edilen kaynaklar.
Said havva Nefis tezkiyesi.
Celal yıldırım tefsiri]

 

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !