Toplumda yaşadığımız tüm sıkıntıların ana nedeni ilahi uyarıları bağlamından çıkararak "Bence" yorumlarla heva ve heveslerin hayatı yönetmesine izin vermektir.İslam'ın son din olduğu ve evrensel olduğu bilindiği halde eylemleri modernite,söylemleri demokratik dil şekillendiriyor. Eylemler ve söylemler cahiliye ile aynileştikçe de rabbimizin şu buyruğu tezahür etmiş oldu "Onlardan öncekiler de onların dedikleri gibi söylemişlerdi. Kalpleri birbirine benzedi. Kesin iman sahiplerine ayetleri apaçık göstermişizdir."(bakara.118). İman,ihlas,ihsan,takva ile desteklenmeyince elimize gözümüze vel hasıl azalarımıza ve hayatımıza hükmedemiyor. "De ki; iman ettiyseniz imanınız size ne kötü işler emrediyor"(bakara 93).
Batıla benzemek haramdır ama buna rağmen benzeşmenin hızına yetişilmiyor.Peygamberimiz (sav) bu konuda bizleri şöyle uyarmıştı ; “Muhakkak sizden önceki ümmetlerin yoluna karış karış, arşın arşın uyacaksınız. Hatta onlar bir keler(Kertenkele türünden bir sürüngen) deliğine girseler sizler de onları takip edeceksiniz!” (buhari).
.
Kavramlar konusunda da Allah (cc) bizi uyarmış ve "Raina " demeyin emrini vermişti.
Kafirlerle söylem farkınız olsun demekti bu.Aynı söylemin sahibi olmayın demekti.
Arapça olan raina kelimesi ;bana bak,beni gözet vb anlamlarına gelen bir kelime ama Yahudilerin bu kelimeye yükledikleri anlam çok farklı olduğu için aynı söyleme sahip olunmasın diye Allah (cc) müminleri uyarıyor
"Ey mü'minler! Peygambere "Raina" demeyin "Unzurna" deyin ve dinleyin, inkâr edenlere elem verici bir azap vardır."(bakara:104).
Bu direktif hangi çağda olunursa olunsun iman edenlerin kelimelerini özenle seçmesi gerektiğini beyan etmektedir. Müminler kavramları kullanırken özenle seçmelidir ki sapkın fikirlere,kafirlere malzeme olmasın.Kafirlere benzeşilmesin.
Sosyal hayatta kendine has boyutları olan ama İslam prensipleriyle asla uyuşmayacak kavramlarında kullanılmaması gerekir.
Örneğin Özgürlük kavramı!
Müslüman'ın özgürlüğü Allah'ın "Dur" dediği yerde biterdi. Oysa bugün özgürlük kelimesinin kullanıldığı alan ürkütücü bir boyuta ulaşmış durumda.Biz aynı kavramı kullanarak "Baş örtüsüne özgürlük" diye talep edince,bugün en sapkın görüşlerde özgürlük ve hak talebini dillendiriyorlar.İlgili ayetin tefsirinde rahmetli ALİ KÜÇÜK hocamız şöyle diyor;
" Meselâ hürriyet kavramı. Bugün bu kavramı kullanan insanlar, insanın sözleri, fiilleri ve düşüncelerinin tamamen bağımsız olduğunu kast etmektedirler. Kapitalist dünyaya göre insan bütün işlerinde sınırsız bir hürriyete sahiptir. Cinsel, ekonomik, siyasal bütün ilişkilerini belirlerken hiçbir ilke tanımamakta-dırlar. Ne din, ne iman, ne Allah tanımaz bir hürriyet kast etmektedirler. Öyleyse bu kavramı kullanırken kullandığımız yerlere çok dikkat etmek zorundayız. Onların yükledikleri bu mânâyı çağrıştıracak şekilde bu kavramları kullanmaktan uzak durmalıyız.Meselâ demokrasi kelimesi de böyledir. Buna insanların yükledikleri İslâm dışı manaları görmeyerek kimi Müslümanların sadece İslâm’ın şura ve seçim ilkelerinden hareketle efendim İslâm da demokrasidir! İslâm da demokrasiyi önermektedir! Gerçek demokrasi İslâm-dadır! gibi lafları, onları dinin dışına çıkardığının farkına varmalıdırlar. Bizim inandığımız muhtevaya sahip olmayan kavramları kullanmamaya âzami gayret göstermeliyiz, yoksa müslümanların zihinlerini idlal vebalinden kurtulamayız. Kullandığımız kelimeleri, kavramları kullanırken çok dikkat etmek zorundayız, aksi takdirde insanlar bizim kullandığımız bu kelimeler ve kavramlar üzerinde kendi nanelerine kılıf bulmasınlar, kendi nanelerine delil bulmasınlar, bulamasınlar. "(basairul Kuran1).
Eşitlik kavramı da ha keza batı dünyasının kendi anlayışıyla altını doldurup servis ettiği bir söylem.Müslüman toplumlarda da ön şartsız kabul gördü ne yazık ki.
Kadın erkek eşitliği söylemiyle kadını evden kopardılar. Aileyi sarstılar. Kadına asli görevlerini unutturdular.
Eşitlik dediler ama hiç bir zaman toplumun şehirlisi ile köylüsü,yöneten ile yönetileni ve hatta yönetenlerin akrabaları ile seçmenler eşit haklara sahip olmadı/olamadı.Kadın erkek eşittir denildi. Kadın erkek eşit olur muydu? Bu nerede ve hangi konularda olurdu. Söylemlerin kurbanı olan bizlerin atladığı önemli bir soru vardı; Allah (cc) bu konuda ne diyor? sorusuydu. Bu soru Iskalandığı için kadın erkek ile başa baş bir yarışın içine girdi. Her alanda eşitliğini kanıtlamaya çalıştı.Sonuç olarak gelinen nokta içler acısı.
Toplumun gidişatı artık "ANA ERKİL" olmaktan da çıktı . Hızla "CİNYSİYET KARMAŞASINDA" kaybolan bir topluma dönüşüyor. Allah (cc) şu ayetini yaşıyoruz "Ey İnsanlar! Nereye gidiyorsunuz?"(tekvir 26).
Bu gidiş nereye?.
Uyarı/Yorum; şayet yön değiştirilmezse bu gidiş,bu yol toplumu cinnetin eşiğine getirecek.Bu yolun ucu cennete çıkmaz.Bu yolun ucu felaha,mutluluğa çıkmaz.
Tarih boyunca tüm peygamberlerin yaptığı ortak çağrı olan Tevhid kelimesinin manasında hayatın tek hakimi Allah'tır. Hayat ilkelerini belirlemek yalnızca Allah 'a aittir.Hayat tarzı İslam adı verilen din ile belirtilmiş çizgiler net olarak çizilmiştir.
İnsana ne oluyor ki,kendisini yaratanın kanunlarını hayatında istemiyor?.Nice yıllar oldu İslam yer yüzüne hakim değil?: Peki ey ehli vicdan niçin ahlaksızlığın,yolsuzluğun,adaletsizliğin,zulmün önüne geçilemiyor!.
Beşer mahsulü kanunların insanlığı getirdiği nokta ortada buna rağmen yaratılmış olan insan yine de kendini yaratanın yönetimine karşı çıkıyor.
Kadın konusu üzerinden vurulduk!:yaşadığımız coğrafyanın kadınları gelenekten ve moderniteden çok çekti.Geleneksel algının kadını hiçe saymasını dine mal ederek kadın erkek eşitliği,kadına özgürlük vb sloganlarla kadını topluma çekenler, kadının toplumdaki yerinin sınır ve ilkelerini batıdan alarak çizdiler. Kadın konusunun cılkı çıktı. Kadına şiddet bahanesiyle feminizmin yaygınlaşması,cinsiyetsiz bir toplum için algılar üzerinde oyun son hız devam ediyor.Kadına sınırsız,ölçüsüz ya da batının çizdiği sınırlarla toplumda yer açmak kadının fıtri yapısına aykırı.
Kadına şiddete hayır.Elbette şiddete hayır. Sadece kadına değil erkeğe şiddette de hayır.Bu söylem cinslerin bir birlerine düşman olmasından başka neye yaradı. Şiddetin önüne geçilebiliniyor mu?! Hayır.
Ekonomik bağımsızlık söylemi.Bir seminerde genç kızlara sordum " Niçin okuyorsunuz?" on kızımızdan dokuzu ekonomik bağımsızlık için diye cevap verdi.Bunda ne var demeyin. Allında çok şey var. Erkeğine minnet etmemek için,kendi para kazanıp kocasına muhtaç olmamak için.Peki tamam da bu düşünceyi bize Allah mı söylüyor:. Allah (cc) bize böyle bir şey mi emretmiş.
Bugün cinsiyet eşitliği tartışılır hale gelindi. Eşitlik söyleminin, Cinsiyetsizleştirmenin psikolojik alt yapısı olduğunu şimdi anlıyoruz. Eşitlik ve özgürlük ifadeleri toplumun kulaklarını büyülemiş durumda. İstanbul sözleşmesi ile felakete atılan imza, neslimizi ciddi tehlike altına aldı.Şayet bu söylemde tutarsa ki- öyle gözüküyor -Türkiye toplumunun sadece dini değil kültürü,örfü ananesi ciddi anlamda tehlike altında.Çözüm yolu sadece ve sadece İslam nizamıdır.
"Ey iman edenler iman edin"