İsraf İle Tüketilen Zamanlar
Niçin yaratıldığını unutan insanın, ömrünü heder etmesi içten bile değildir.yaratılış gayesi "Kulluk" olarak bildirilen insanın, hak ve görevlerinin çerçevesi çizilmiştir.İslam dini ben merkezli bir din değildir.Kişiden sadece kendisi için yaşamasını istemez. Biz merkezlidir ve de kendi kaçındığı günahtan başkalarını da kaçındırtmak gibi bir görevi vardır. Fesada bulaşmazsa dahi, fesadı önlemeye çalışmak gibi bir görevi vardır. Bu bağlamda insandan sözün ve özün bir olması istenir. Sözün ve icraatın bir birini yalanlamaması istenir.İnanan insanın her şart ve ortamda inandığı davanın canlı şahidi olmak gibi bir sorumluluğu vardır.
"Böylece biz sizi, insanlara şahid (ve örnek) olmanız için vasat bir ümmet kıldık; peygamber de üzerinizde bir şahid olsun"(Bakara:143).
Günümüz dünyasında adeta bilgi obeziteliği yaşanırken, kuru sıkı tabanca gibi herkes her şey hakkında konuşmaktan imtina etmiyor. Bu durum iki açıdan sıkıntılıdır. Birincisi ehil olmadan ve sağlam kanıta dayanmadan, Allah'ın gönderdiği din hususunda "Bence"lerle konuşmak. Din adına hevadan konuşmanın hiç kuşkusuz ahirette cezası ağırdır,bunun için müminlerin hal fıkhını bilmeleri farzı ayndır. İlim öğrenmek her kadın ve erkeğe farzdır lakin ilimden maksat,kuru bilgi sahibi olmak değildir.O bilginin farkında olmak,bilincine vakıf olmak gerekir.
İkincisi sakıncası ise; icraatsız sözlerin,amelsiz konuşmanın vebali.Ayeti kerimede şöyle beyan edilmiştir;"Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi neden söylersiniz? "(Saf:2).Bu nedenle insan kendisine verilen zamanın kıymetini bilmeli ve zamanı Allah'ın rızasına ulaştıracak söz ve davranışlarla tüketmelidir.Zaman insana verilmiş en büyük nimetlerdendir. Kulluk sınavının kazancı ve ya kaybı onu doğru kullanıp kullanmamakla belli olur.Kapital zihniyetin kazanmak için zamanla yarışı vardır ama insanı tüketerek zamanla yarışır.Müslüman'ın da kulluk sınavını kazanmak için zamanla yarışı olmalıdır. Çünkü başka bir fırsatı daha olmayacaktır.Zaman insanı değil,insan zamanı yönetebilmelidir.
Zaman üç hal üzere tarif edilir;Geçmiş zaman,gelecek zaman ve şimdiki hal.Ve günü çalan iki hırsız vardır biri geçmişle övünmek diğeri gelecekle avunmaktır. Oysa ki şimdiki hal değerlendirmelidir insan.Hz Ali'ye atfedilen bir sözde mealen şöyle denilmiştir; "Dün geçmiştir,yarın belli değildir,sen bugünün kıymetini bilmeye bak".Müslüman tüm zamanlarını Müslüman'ca yaşama mücadelesi vermek zorundadır. Ecelin nerde geleceği belli değildir. Yanlış bir iş üzerinde ölmemek için dikkat kesilmesi gereken bir husustur zamanın Müslümanlaştırılması.Çağımızda bir çok hırsız sahip olduğumuz değerleri çalmak için her türlü yola baş vurmaktadır. Kapitalizm,modernizm ve materyalist anlayışlar emeği ve parayı,zamanı,gençliği,insanlığı çalıyorlar. Müslüman uyanık olmalıdır. Gençliğini,emeğini, parasını bunlara kaptırmadığı gibi en kıymetli hazinesi olan zamanını da çaldırmamalıdır.Herkes zamanın tüketiyor,tüketmek zorunda.Müslüman ise bu zamanı, sonsuz zamanı kazanmak için tüketir.Bir tacir düşünün kar zararı hesabı yapmak zorundadır. Ömür bir sermaye biz tacir isek sermayemizin kar zarar hesabını yapmak zorundayız. Zira ahrette iflas etmenin telafisi olmayacaktır.Zamanın insanı değil,insanın zamanı yönetmesi gerekir.Zamanlarını yönetemeyenlerin zamanlarını çalanlar çok olur. Bugün tv,avm,internet ortamları zamanların profesyonel hırsızlığını yapmaktadırlar. Zamanları yönetmede bir takım engeller vardır. Onlardan bir kaçını şöyle sıralayabiliriz;
1:Gayesiz yaşamak.Günü birlik yaşayan insanlar zamanlarını değerli bir şekilde harcayamazlar. Amaçsızlık zamanlarını yönetmeye engeldir.Müminden daha büyük amaç sahibi yoktur. Onun,Allah'ın rızasına ermek ve cennette yer sahibi olmak gibi bir amacı varken boşa ömür tüketemez.
2:Kararsızlık.
İslam da öncelikler fıkhı diye bir fıkıh vardır.En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir derler. Kur'an mı okusa yoksa nafile namaz mı kılsa?: İlim dersine mi gitse yoksa bugün ev işlerini mi bitirse diye kararsızca düşünen bir insan hayırlı olanı ıskalayacaktır.
3:Yapılacak İşleri Ertelemek
. "Kibirli,böbürlenen fitneciler gibi olmayın:İyi şeylerin ticaretinden başka ticaretiniz olmasın. Muhakkak ki onlar amellerini erteleyen yarıncı kimselerdir" (müsned). Hadisi şerifi, ertelemenin mahiyetini ortaya koymaktadır.Yarına erteleyerek yapmayı planladığın işi başarman mümkün değil. Diğer taraftan yarını yaşayacağına garantin yok...
4:Plansız yaşamak.
Ümmeti birliğini bozanlar hemen bir günlük planla bunu başarmadılar bu muhakkak. İslam topraklarına kendi ideolojilerini benimsetmekte öyle bir günde olacak şey değildi. Planları yüz yıl ötesini hesaba katarak yapanların İslam topraklarındaki başarılarını görmemek ne mümkün?.Yüz yıl öncesi hayası, yüzünün al al olmasıyla dışa yansıyan Ümmetin çocuklarının geldiği nokta ortada. Her türlü gayri meşru hareketi sakınmadan icra ediyor duruma gelmesi de bir günlük,bir aylık bir planın parçası değil elbet.Müslüman ana ve babaların, ümmetin geleceği için yaptıkları planlar çağı kuşatacak nitelikte olmalı ki toplumun gidişatına etki edebilsin.Günlük ,haftalık,aylık planlarımız Hakkın rızasını kazanmaya yönelik İslam davası için olmak zorundadır.Müminler için boş vakit diye bir şey yoktur."Öyleyse bir işi bitirince diğerine giriş." (İnşirah:7).
Kulluk sınavının farkında olanlar, hayatın bir kum saati gibi olduğunu bilirler. Start verildiğinde durmadan akan ve sonlanınca saatin durduğu kum saati.Ömür tıpkı kum saati gibi. Doğumla start verilip durup duraksamadan akıp gidiyor.Bu süre içerisinde Allah'ın rızasını kazanmak gibi büyük bir hedefleri ve işleri vardır. Bu nedenle adeta zamanla yarış içerisinde zamanı yönetirler.Tacir ticaret yaparken kar zarar hesabı yapmazsa iflas ettiği gibi zaman sermayesinin sahibi olanlarda kar zarar hesabı yapmazlarsa hüsrana uğrarlar. " Zamana yemin olsun ki insan muhakkak hüsran içerisindedir" (asr:1).Zamanı yönetmesi gereken insanı zaman yönetiyor. Tv lerin karşısında tüketilen zamanlar. Avm lerde israf edilen zamanlar. İnternet ortamlarda hesaba katılmayan zamanlar.Pasta börek günlerinde lağv sözlerle tüketilen zamanlar vb... Kısacası zaman hırsızları iş başında.Zaman nimetini israf etmenin telafisi yok. Kur'an'i kerimin bir çok yerinde zamanın çeşitli vakitlerine dikkat çekilerek yemin edilmiştir. Geceye,duha vaktine,gündüze vb...
Asr suresi çok kısa ama bir o kadarda net bir şekilde zamanın önemine ,hüsranına ve kazancına dikkat çekmiştir.
Asr suresi;
"Andolsun asra! (zamana)
İnsanlık hüsrandadır.
Ancak iman edenler ve salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna". (Asr suresi:1-3).İman etmek yetmiyor,salih amel,hakkın ve sabrın tavsiyesiyle zamanlarını dolduranlar hariç zamanlarını ısraf edenlerin iflas edeceği açık beyan bildirilmiştir.Kurtuluş reçetesidir sunulan. Asra (zamana yemin olsun ki tüm insanlık hüsran içinde iflas etmiştir ancak şunlar istisnadır. İstisna dediği hususlara dikkat edenler hüsranı ve iflası yaşamayacak bilakis kurtulacaklardır.
1:iman edenler. Her türlü hurafe ve şirkten uzak iman ederek tevhid.
2:Salih amel işleyenler. Her türlü bidatten uzak tüm işlerini Kur'an ve sünnetin ön gördüğü şekilde yapanlar.
3: Bir birlerine hakkı tavsiye edenler. Yanlış yapanlara karşı susmayanlar.Hak neyse onu konuşanlar.
4:Ve bir birlerine sabrı tavsiye edenler. Hakkı yaşamanın da hakkı konuşmanın da bir bedeli vardır. Bu bedele göğüs gerilebilmesi için sabır tavsiyesinde bulunanlar hariç zamana yemin olsun ki zamanlarını israf edenler ise hüsrana uğrayacaklardır...
Misak Dergisi İçin Yazılmıştır