Batman Yolculuğuna Dair!...
Batmana iniyorum,ilk kez gittiğim bir şehir. Havaalanında Mustazaf der-den cidden mustazaf iki hanım karşıladı beni.
Bedel ödenmişliğin yüz hatlarında belli olması ama teslimiyetten zerre ödün vermeyişleri doğrusu günlerce etkisi altında bıraktı beni..Beni davet eden hanımın, eşi hapis de vefat etmiş.
Sabahın bağrını yara yara çalan telefon "Gelin cenazenizi alın" haberini ulaştırmış evlerine...
Oraları sorarken haklı bir siteme muhatap olmak üzüyor beni;
"Abla hani müminler kardeşti,Neden bizi bizden sormuyorsunuz?.Neden ucuz yargılanıyoruz kardeşlerimiz tarafından?.Neden Gelmediniz halimizi sormadınız?" Savunma psikolojisi ile" Çağırdınız da gelmedik mi?" diyorum,topu taca yollarcasına!.
Hizbullah camiası hakkında söylenenlerin hemen hepsini medyadan duymuş olmak sıkıntısını hissetmeyen var mıdır,bizde aynı his ile boğuşmaktan kendimizi alabilelim!..İslam´a göre şahitlikleri makbul kimselerin bu konuda suskunluklarını korumaları ne derece doğrudur(!) belemiyorum ama bildiğim ve gördüğüm bir şey vardı ki, Doğunun Müslümanlarında bedel ödemeyen kimse yok denecek kadar az. Her tanıdığım ,her tanıştığım hanımın mutlaka en yakınlarından olmak üzere bir ve ya birkaç kişi ya kayıp,ya işkence görmüş,ya hapis de, ya da işkencede hayatını kaybetmiş!...
Buna rağmen İslam´i duruşlarının net ve tavizsiz olması,söylemlerindeki ve eylemlerindeki teslimiyetleri şahsen beni o yürekli mustazaf hanımlara hayran bıraktı..85 yaşlarında bir ninenin elini öptük. Hiç Türkçe bilmiyor,ben de Kürtçe bilmediğim için anlayamıyorum ama yanımızdaki hanım kardeşimiz imdada yetişiyor. İşkence altında hayatını kaybeden bir yakınını nasıl götürdüklerini anlat diyor.
Ninemiz deriiin bir ah çekiyor,bana dönerek:
-İstersen yaramı deşme,diyor Kürtçe...
Birkaç yakınını vermiş ama tevekkülünü vermemiş müthiş bir nine.. (Bu acizi kast ederek)
"Hocaya dua et nine" diyor tercümanımız henüz abdest almış ellerini kaldırıyor bana dua etmeye ve Kürtçe
-Ya rabbi!. İsrail´i kahret,Filistin´e yardım et.. Ya rabb!. Müslümanların arasını bozanları kahret. İslam´ın aydınlık günlerini bize nasip et"... Hayran kalıyorum 85.lik okuma yazma bilmeyen bu ninemizin bilincine ve duasına..
Programa giderken ,programların afişlerine gözüm ilişiyor. Sade ve isimsiz.Şahsım açısından fark etmese de yine de şaşırıyorum.Buralarda katılımı sağlamak için isimler büyük pontlarla yazıldığı geliyor aklıma. Doğrusu katılımı merak ediyorum. Gittiğimiz semt,çok işlek bir yere benzemiyor. Salonu görünce halkın İslami meselelere teveccühü bir kez daha hayran bırakıyor beni. Medyadan biliyor olsak ta yine bilgimizin yakine ulaşmasının önemini anlıyoruz. Ve Evet hiçbir şey Medyanın anlattığı gibi olmadı ki, yerinde okumak,yerinde görmek gerek kesinlikle...
Müslümanlar olarak tavrımızın sebebi günlerce kurcalıyor beynimi!.Geldikten sonra. görüşebildiğim ilim sahibi insanlarla paylaşıyorum,açıkçası kalbimizin mutmain olacağı bir açıklama gelmiyor,belki de gelemiyor...
Bölgede yaşayan bilir, yanlışlar bize has.İsnat edilen suçlar ispat edilmedikçe biz yargıç değiliz,diyor kalbim sürekli. Bu Mustazafları medya öteliyor,rejim öteliyor, doğrusu Müslüman olarak ötelemek hakkımız değil diye düşünüyordum .Gittim gördüm yine aynı düşüncedeyim...