İnsanı yaratan Allah(cc) başı boş bırakmadığını beyan etmiştir…Kulluk için yarattığı insana hayatın içinden,hayatı kendisine öğreten kendi cinsinden Peygamberler göndermiştir…Yaratılış gayesi kulluk olunca her ne zaman çizgi ihlal olmuş ve Allah unutulmuşsa o zaman bir elçi daha gönderilmiş ve unuttukları insana hatırlatılmış ve dos doğru olan Allah’ın yoluna davet edilmişlerdir.
Azgınlığın sonucu helak olarak beyan edilmiş fakat uyarılmamış hiçbir kavme ceza verilmediği de açıklamıştır Rabbimiz ve şöyle buyurmuştur;
“Doğru yola giren kimse ancak kendisi için girmiş olur. Sapan kimsenin de sapıklığı ancak kendi aleyhinedir. Hiç bir günahkar bir başkasının günahını yüklenmez. Biz, elçi göndermedikçe azap etmeyiz.”(17:isra:15)…Ve yine Şöyle buyrulmuştur;
“Rabb'in memleketlerin ana merkezlerinin halkına ayetlerimizi okuyacak bir elçi göndermedikçe ülkeleri helâk edici değildir. Zaten biz halkı zalim olan memleketleri helak etmişizdir.” (28.Kasas:59]
Her topluluğun kendisine gönderilen Peygambere karşı sorumlulukları vardır.Ümmetin de son elçi olarak gönderilmiş Hz. Muhammed’e (sav) karşı sorumlulukları var..İhlal edilmesi,unutulması durumunda sonucun Allah’ın azabı ile yüz yüze gelmek olduğunun unutulmaması gerekmektedir.
Peygamberlerini niçin gönderdiğini ayeti kerimelerde şöyle açıklayan Allah (cc).peygamberlere ittibayı kendisine ittiba olarak nitelendirmiştir.Peygamberlerin niçin gönderildiğini şöyle sıralayacak olursak;
Peygamberler İnsanlığı Allah’a davet için gönderilmişlerdir!.
“Senden önce hiç bir peygamber göndermedik ki ona:
-Benden başka ilah yoktur, öyleyse bana kulluk edin! diye vahyetmiş olmayalım.”(21/enbiya.25)..
Bu ve benzer ayeti kerimlerde insanlara “Ey insanlar bilin ki Allah var” diye bir davet yoktur. Bu davet, Allah’tan başka ilah yoktur o halde yalnızca Allah’a kulluk edin diye bir davettir!. Yani hayatta yalnızca Allah’ın dediği olsun. Siz,yalnızca O’na boyun eğin ve yalnızca O’nun emirlerine itaat edin davetidir!. Bu itaatin ise hayatta kapsamadığı hiçbir alan yoktur.Diğer bir ayette şöyle buyrulmaktadır:
“Allah’a kulluk edin ve tağuttan sakının, diye her topluma bir elçi gönderdik. Böylece, onların içinden kendilerine Allah’ın yol gösterdiği de vardır. Sapıklığı hak edenler de vardır. Yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl oldu, bir bakın!”(16/Nahl:36).
Bir haberci,Allah’tan haber getirmiş ve diyor ki;
“Tağuttan kaçının” Bu bir emirdir.Ayeti kerimenin sonunda “Yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl oldu, bir bakın!” diye buyrulmaktadır..yalanlamak nedir nasıl olur?. Duyduk ve uyduk demeyenler,diyemeyenler bir çeşit yalanlamış olmuyorlar mı?!.Bu çağrıyı duyduktan sonra karşısında belirlenen tavır olumsuz ise bunun adı yalanlamaktır, fakat tavır belirleyememek de bir çeşit yalanlamak değil midir?!.Tüm peygamberlerin çağrısı aynı idi;Tağuttan kaçının çağrısı!. Tağuttan kaçınmayıp,tağuta destek olanlar Peygambere karşı sorumluluklarını ihlal etmiştirler ki bu bir helak sebebidir..
Peygamberler Allah’ın emirlerini tebliğ için gelmişlerdir!.
“Onlar, Allah’ın gönderdiklerini tebliğ ederler. O’ndan korkarlar, Allah’tan başka kimseden korkmazlar, hesap görücü olarak Allah yeter”(33/Ahzab:39)
Ve yine Rabbimiz;
“Ey Peygamber!
Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan, peygamberlik görevini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, kafir topluma yol göstermez. “(05/maide:67)..Diye buyurmuştur..
Bu tebliğ karşısında inananlar iki şekilde tavır almalıdırlar.
1: Tebliğe icabet etmek.
2. Aynı tebliği bir vazife olarak başkalarına ulaştırmak.Tebliğ vazifesini ifa etmek.Değilse insanda vazifesini yapmamış olacaktır…Allah’a karşı vazifesini ifa etmeyen toplulukların akıbetini,geçmiş kavimlerin akıbeti ile bizlere bildirilmiştir…
Ve yine Peygamberler İtiraz Kapılarının Kapatmak İçin Gönderilmişlerdir!.
“Peygamberlerin ardından insanların Allah’a karşı bir delilleri olmasın diye müjdeci ve uyarıcı elçiler olarak (gelmiştir). Allah güçlüdür, hakimdir.”(.04:Nisa:165)..
Peygamber her şeyi en ince noktasında kadar açıklamışken , bilemezdik diye bir mazeret olabilir mi?.
Allah tağutu bize öğretmişken,bilmiyorduk denebilir mi?
İlahtan kaçının diye fermanı varken, ilahçıkların mazereti olabilir mi?.
Allah’tan başkasına itaat,Allah’tan başkasına kulluk anlamına gelir ayetleri varken, Demokrasiye,Moderniteye,Allah’tan gayrisine itaatin açıklaması olabilir mi Allah katında?!
“Mazeretleri kalmasın diye peygamber yolladık” fermanına rağmen!.
Peygamberler cahili toplumları ilme,şirkli toplumları Tevhide, kör taklit yapan toplulukları tahkike davet etmişlerdir.Cehalet ise vahyin dilinde şöyle sıralanmaktadır.
1:İnançta cahiliye.Şirk,hurafe ile tarif edilir.Allah’ı hakkıyla bilememe.Allah’a ait sıfat larda,isimlerde,özelliklerde kusur ile meydana gelen inançta cahiliye ye düşmemek için Akaid ilmi her mümine farz ayndır.Al-i İmran 154 vb ayetlerde beyan edilmiştir.
2: Cahili yaşam biçimi.
İslam dışı hayat tarzı cahiliyedir.Durup düşünmek gerekmektedir. Bizler Kur’an’a göre cahili bir hayat tarzıyla mı yaşıyoruz.Yoksa hayatımızın rengi Allah’ın boyası mıdır!. Dikkat edilmesi gereken bir nokta şudur ki;Allah’ın boyası alacalık kabul etmez.Fetih:24 vb ayetlerde ifade edildiği gibi
3:Cahili Ahlak!.
Güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Ahlak islam dininde üç temel esastan biridir. İman,amel,ahlak!.
Açılıp saçılmak!. Süslerin belli olması için kırıtmak. Sözü eğip bükerek konuşmak. Cahili ahlak için ve yaşam tarzından tavırlar için örnek verilebilir.Ahzab:33 vb ayetlerde buyrulduğu gibi..
4.Cahili Yönetim!.
Bu konu ile ilgili bir çok ayet var olmasına rağmen aşağıdaki ayet konuyu açıklaması bakımından selim akıl sahipleri için yeterli bir delildir.
“Yoksa istedikleri cahiliye düzeni,cahiliye kanunumudur ? Kesin inançlılara göre Allah'ın düzeninden, Allah'ın verdiği hükümden daha güzel hüküm kimin vardır"(05:Maide:50)…
Yoksa onlar insan kafasının mahsulü idareleri mi istiyorlar?!. Yoksa onlar yunan menşeli demokrasiyi mi istiyorlar?.Yoksa onlar Fransız menşeli Laikliği mi isitiyorlar!.
Yoksa onlar Modernizmin ölçülerini/kanunlarını mı istiyorlar!?
Yoksa onlar Kemalizmin kanunlarını mı istiyorlar?!.
Ey akılsızlar Akıllı bir kimse için Allah’ın kanunundan daha güzel kanun kimin vardır?!.
Siz Ne az Düşünen bir Topluluksunuz!... Akıllı bir kimse için Allah’ın kanunundan daha güzel kanun kimin vardır?!.