Kapalı Çıplaklara!...Allah´tan korkun!...

 

Gün gelecek ümmetler size karşı kuvvet oluşturacaklar.Tıpkı yemek  dolu  tabağa saldırdıkları gibi"... Dediler ki; "Ya Rasullullah o gün bizler sayı bakımından az mı olacağız?" Buyurdu ki" Hayır  bilakis sayı bakımından çok olacaksınız.Yalnız selin götürdüğü çer-çöp gibi gücünüzü  kaybedeceksiniz." (Ebu Davut)....Bu hadisi şerifin tefsirini yaşarken,başımızı ellerimizin arasına alıp "Nerede hata yapıyoruz?!" diyerek nefsimizi sorgulamaktan  kendimizi alamıyoruz....

Hayata Kur´an ile bakmayan/bakamayan. Olayları,amelleri Kur´an  ve sünnetin ölçüleriyle tartamayanlar,ölçü kaymasından  kurtulamazlar. Ölçü kaymasının Kur´an´i karşılığı ise "Haddi  aşmak,tuğyan etmektir"....

 Hayat bir okul ve bu okulun sınav /imtihan hakkı bir kez, evet sadece bir kez veriliyor insana. Tekrarı,telafisi yok olduğu için ahiret endişesi taşıyanların ölçülere dikkat etmekten başka   çareleri,yolları yoktur. Tabi  şayet kazanmak isteniyorsa!... Çalışmadan imtihanı kazanırım umudu boş bir yanılgıdır.Zira Allah (cc) hayat kitabımız Kur´an´da şöyle buyurmaktadır"Ey insanlar, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın şeytan, sizi Allah'ın affına güvendirerek ayartmasın."(Fatır.5)...

    Hesap günü ölçü kaymasının hesabı sorulurken, Dünyada  kitabı ölçü için indirdiğini,ölçü kaymalarına  karşı Mekke de ilk zamanlarda inen ayetlerde uyarı yapıldığını kalem süresinden okuyoruz. Şöyle  buyuruyor.  "Yoksa bir kitabınız var da ( Kur´an´dan başka) ondan mı bu hükümleri okuyorsunuz?. Onda beğendiğiniz her şeyi mi buluyorsunuz?"(Kalem.37.38).. Okuyabilene net mesajlar içeren bu ayetler; Benim  yolladığım kitapta  bu yaptıklarınız, bu anlayışınız,bu uygulamanız yok,siz  başka bir hayat kitabı mı edindiniz de oradan okuyorsunuz mesajını  net bir  şekilde okuyabilir...

   Gelelim asıl konumuza  canımızı acıtan bir mesele  Tesettür!..

  Yanlış anlaşılmaya tesettürün varlığı değil,tesettürün ruhundan çıkarılışı bunun uygulayıcılarının da  inanmış olanların olmasıdır canımızı acıtan...

 Yıllarca kadın  üzerinden istismar,saldırı,toplumu ifsat etme çabaları sonuç verdi ki; Artık bizim başı örtülülerimiz de bu istismarın ve toplumu ifsat etme konusunda   ifsadın yayılmasının bir parçası durumundalar( Tesettürü ruhuyla koruyanlar konumuz dışındadır)...Şeytanın sağdan yanaşarak  yanıltmasına, ölçüyü  alabora ettirmesine ciddi birer örnek teşkil ediyor kapalı çıplaklar...

Tesettrün ayeti "Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir."(ahzab.59)..

Onu tamamlayan ve örtülü olsak dahi  gözlerimizle kişiliğimizi zedelememek adına emredilmiş;

"İnanan kadınlara söyle, onlar da gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler; iffetlerini korusunlar; (örfen) görünmesinde sakınca olmayan yerleri dışında, cazibe ve güzelliklerini açığa vurmasınlar; ve bunun için, başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Cazibe ve güzelliklerini kocalarından, babalarından, kayınpederlerinden, oğullarından, üvey oğullarından, kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin ya da kız kardeşlerinin oğullarından, kendi evlerindeki kadınlardan, yahut yasal olarak sahip oldukları kimselerden, yahut kendilerine bağlı olup cinsel isteklerden yoksun bulunan erkeklerden, ya da kadınların mahrem yerlerinin henüz farkında olmayan çocuklardan başka kimsenin önünde açığa vurmasınlar; ve (yürürken) gizli görkem ve güzelliklerini belli edecek şekilde ayaklarını yere vurmasınlar. Ve siz, ey müminler, hepiniz topluca, günahkarca davranışlardan dönüp Allah'a yönelin ki kurtuluşa, esenliğe erişesiniz!" "(Nur.31)..Ve  vakarı,ciddiyeti anlatan"Evlerinizde vakarla oturun; eski cahiliyyet günlerindeki gibi kırıtarak (sokaklarda) süs ve güzelliklerinizi dışarı atmayın; namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Peygamberine itaat edin."(Ahzab.33) ayeti.. Ve yine  Peygamber hanımları nezdinde,tüm inanmış hanımlara  buyrulan;

"Ey peygamber kadınları, siz (diğer) kadınlardan (her hangi) biri gibi değilsiniz. Eğer (Allahdan) korkuyorsanız (size yabancı olan erkeklere) yumuşak söylemeyin. Sonra kalbinde bir maraz bulunanlar tamaa düşer (ler). Sözü ma'ruf vech ile (ve ağır başlı) söyleyin.(Ahzab32)...Ayetlere bütüncül yaklaştığımız da bir kimlik portresi, tavır ve  davranış ölçüsü  okunduğu halde bunlara dikkat kesmenin "Allah´tan hakkıyla ittika" etmekle mümkün  olduğunu anlıyoruz. O halde bunları dikkate almayanlar Allah´tan  korkmuyorlar değil midir  bunun tersten okunan mesajı?!!!...Bir vakar,bir duruş,bir kimlik anlatan bu ayetlere rağmen,şimdi bakıyoruz,başında bir parça bez parçası  o da aksesuar niteliğinde..Yüzü boyalı, bir çoğunda pardisö yok,bir çoğunda da var olan pardisölerin kendisi süs.. Ayakkabısından,çantasına tüm kıyafeti, yetmezmiş gibi  tavırlar endamlar,konuşmaları da tüm  süksesine  eşlik ediyor.   Ölçüye uymadığı halde  tesettürlü! (MÜ?) olarak kendini avutan, ve Allah´ın örtü emrini  ifa ettiğini  sanan hanımlar!. Biraz modern olmanın sarhoşluğu ile ne yardan ve ne de serden geçmemenin kurnazlığı ile nefislerini kandıranların sayısında ciddi artışlar gözükmektedir..

 Şu an Peygamber yanımızda olsaydı,dışarı çıkarken giydiğimiz kıyafeti onaylar mıydı?!...Cevabı nefisten değil,imandan alındığında "Hayır" diye cevap buluyorsa,Allah2tan korkmak ve emir olunduğu gibi dosdoğru olmak (hud suresi) gerekmez mi?...

  Tesettür emri bizim elimizde uygulama anlamında  tüyleri yolunmuş kuşa dönerken,Hadis  ve fıkıh kitaplarında

-         Geniş,bol ve topuklara kadar uzun olmalı

-         Kalın  olmalı, ten rengini  belli etmemeli

-          Yabancı misyonların özel kıyafeti olmamalı(rahibe kıyafeti örneğin)

-           Süslü olup, kendisi ziynet hükmünde olmamalı

-         Erkek kıyafeti  olmamalı  diyor... Tüm bunlar kadınların  dişiliklerini istismara,yabancı erkeklere kapatması, kişiliği ile var olmalıdır mesajını taşımaktadır..Hatırlatmak Mü´minlere fayda veriri hadisinden hareketle bir kez daha hatırlatalım

"Allah´ın emirleri,Allah´ın emrettiği şekilde yapılmazsa  kabul edilmeyecektir. Bunun için peygamberler görevlendirilmişlerdir"

  Haydi hanımlar,sahabe   hanımları sınavlarını verdi ve gittiler şimdi asrın sahabesi olan bizlerde sıra

 Dik Durmalıyız tesettür ölçümüzle

 O´nun sahabesine yakışır bir şekilde

Dik durmalıyız tavırlarımızla

 Ahzab ve nur suresine yakışır şekilde

  Dik durmalıyız çünkü biz "LA" dedik unuttunuz mu?!!.

 

Sabiha Ateş Alpat

 

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !