Daha küçüktüm sana isyanım başladığında,Okullu bir çocuktum. Doğunun ücra bir köşesinde lastik ayakkabılarımla kar ve yağmur dola dola Okul yolunu tutarken, hayallerim vardı.
Okuyacak sefil durumda olanlara yardım edecektim.Doktor olup tüm doğulu garibanlara parasız tedavi uygulayacaktım.
Okulda sıra arkadaşım,akranım,memleketlimdi ama Kürt diyerek bir kavga koymuşlardı birileri aramıza.Ona yaklaştıkça "Siz beni inkar ediyorsunuz ,ırkımı yok sayıyorsunuz,dilimi kabul etmiyorsunuz" diyerek suçlanıyordum.O da bir Türk ile arkadaş olmanın bedelini ödüyordu. Okulda anarşiyi ellerinde tutan çeteler engel oluyorlardı sek sek oynamamıza.Beş taş oyununu oynarken alıp dağıttılar taşlarımızı ve bozdular oyunumuzu.Benim adıma birileri arkadaşımı koparmıştı benden.
İşte o zamanlar bu ayrılıkçı tohumları atan "Seni" tanıdım ve işte ilk isyanım o zaman başlamıştı sana!.Okul sıralarında anlam veremediğim kavganın sebebiydi isyanım!..Bu nedenle hiç saygı durmamış varlığımı "Ben"siz bir varlığa armağan etmemiştim hiç!.
Ağabeyimi öldüresiye döven karşıt görüşlü gençlere sana kızdığım kadar kızmamıştım o zamanlar!...
Marketimizi bombalayanlara sana kahr ettiğim kadar kahr etmemiştim o zamanlar!.
Ahırda hayvanlarımızın başını kesip bize mesaj verenlere kunut(beddua) etmemiştim sana ettiğim kadar!.O zamanlarda bile isyan türkülerim hep sanaydı!.
Savaş alanından farksız olan Okulda can korkusu canımıza tak edince vaz geçtim hayallerimden!. Sonra devam etmedim!.Elimden almıştın hayallerimi, bu nedenle isyanım sanaydı!.
Sonra büyüdüm.Beni Öz benliğimden sistematik sistemli kopardığını Kur´an ile tanışınca anladım.
Yaradılış gayem ile arama nasıl kanunlardan bendler çektiğini okuyunca fark ettim.İşte o zaman,işte o zaman bir kez daha red ettim seni!. Bir kez daha isyan ettim sana!. Bir kez daha baş kaldırdım!.
Anladım ki ötekileştirdiğin tek Kürtler değildi!. Müslümanlar ve özellikle Müslüman kadın da senin için ötekiydi!.
Başörtümle Okul kapılarında nöbet tutturdun!.
Analarımızın oğulları olan polisten Askerden barikatlar kurdurdun önümüze!.
Hapislere attın düşündüklerini söylüyorlar diye!.
Adını "İrtica" koyarak hayatları kararttın!.
Ne günler geçirdik biz,ne badireler atlattık!. Askerin postalını hep ensemizde hissettirip durdun. Böyleyken de seni sevmemizi bekledin hiç utanmadan!...
Ve Bugün ben seni bir kez daha red ettim!. Sana bir kez daha isyan ediyorum!. Sana bir kez daha baş kaldırıyorum!.Bir kez daha senden hicret ediyorum!. Şahid OLYARAB!.
Demir parmaklıklar arasında ötekileştirdiğin biri;SALİH MİRZABEYOĞLU.İsnat edilen suçun ispatı yok!.
Babası göçtü bu alemden,o baka kaldı demir parmaklıklar arkasından. Son bir kez,son bir kez omuz vermesiydi arzu edilen!. Sağ iken görmediği babasını son bir kez sırtında taşımasıydı hakkı!.Cenazeye katılamayışı adam öldürmediğidir,örgüt kurmadığıdır anladık!.Bir kez de adam öldürmeyenlere imkan tanıyamadın ya!.
Babasını mahzun oğulsuz toprağa gömdün/gömdürdün ya!. Bir kez daha isyan ettim sana!
Salih MİRZABEYOĞLUNU demir parmaklıklar arkasından el sallatın ya babasına!.İşte bu yüzden ben bugün bir kez daha red ettim seni!.Bir kez daha hicret ettim senden. Zaten Adaletine hiç inanmamıştım ki!
" Beşer ideolojilerinden Adalet bekleyenler Devenin iğnenin deliğinden geçmesini beklemek durumundadırlar"
Sabiha Ateş ALPAT