Yine bir sosyal medya vakası

Son zamanlarda canımı en çok acıtan bir olayı kaleme almak istedim bu ay. Sizlerin de bir nebze olsun istifade etmenizi dilerim Allah’tan.

Akıllı telefonu olan herkes, sosyal medyada hoca kesilir olmuş. Eleştiri yapan yapana. Hiç kimse bir diğer Müslüman kardeşinin fikirlerini beğenmez olmuş. Bunu da sözüm ona eğitimli, bilinçli kişiler yapıyor. Youtube’da dinledikleri birkaç hocanın videosuyla eğitim almış, Google bilgilerini de ansiklopedi edinmişler. Olayın bir diğer boyutu ise, bu kişilerin takipçi sayısı hiç de azımsanmayacak derecede. Bu kardeşlerin söylediklerine göre hareket eden, fikir yapısını oluşturan binlerce insan var. Şunu söylemeden edemeyeceğim, bu kardeşlerin niyeti kesinlikle kötü değil; amaçları ilim yaymak.

Fakat yaymaya çalışırken, yıktıklarının farkında değiller!

Müslümanları belirli bir kategoriye ayırmışlar. Bir grubun bir sözü yanlış diye ‘’Aman kardeşler, bu adamları dinlemeyin!’’ diyorlar. O ‘’dinlemeyin’’ dedikleri cemaatin nasıl çalıştığını bilmesem inanacağım. Biz ne zaman bu duruma geldik? Yazık, gerçekten çok yazık. Biz düşmanlarımıza karşı birbirimize zincirlenip mücadele edeceğimize; birbirimizle uğraşır olmuşuz. Şunu açıkça dile getirmeliyim ki: Bu zihniyette olan kardeşler, vahdet olmayı asla beceremezler. Ha eleştiri yapmayacak mıyız? Elbette yapacağız. Ama yıkıcı değil; yapıcı eleştiriler yapacağız. Bunları da topluma açık alanlarda değil; kardeşimizin yüzüne karşı yapacağız. Onu kırmadan, incitmeden yanlışlarını güzellikle dile getireceğiz. ‘Bir insana toplumda yapılan nasihat, nasihat değil hakarettir.’ demiş Hz. Ömer. Ne de güzel demiş. Şunu da merak ediyorum: Müslüman kardeşini acımasızca eleştirenler, hakkı haykırma noktasında da aynı çabayı gösteriyorlar mı? Yapmayın kardeşlerim. İslam; bizim fikirlerimize, mantığımıza sıkıştırılamayacak kadar büyük ve yücedir. Senin fikrin, benim düşünce yapım değildir önemli olan. Bizler bu zamana ‘’Benim sözüm Kur’an’a ters düşüyorsa, benim sözümü duvara vurun.’’ diyen Ebu Hanife olabiliyor muyuz ona bakalım. Hangi fikrimiz İslam’ın fıkhına uyuyor ona bakalım. Biz kimiz ki?

Ne kadarlık ilmimiz var?

İnsan kaybetmek çok kolaydır; fakat kazanmak zordur. Ne kadar çabuk gözden çıkarır olmuşuz kardeşlerimizi. Özellikle bu yola yeni çıkmış kardeşlerim, lütfen yazdıklarına çok dikkat etsinler.

Medya, İslam’a hizmet hususunda büyük rol oynuyor. Gençlerimiz de bu konuda çok yetenekliler. Fakat bir şeyler yapmaya çalışırken İslam’a zarar vermeyin ne olur. Bakın ne buyurmuş Rabbimiz:

(Rasûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle dâvet et!..”(en-Nahl, 125)

Sözün hikmetli olanını kullanalım. Birbirimizle uğraşmak için kullanacağımız eforu, küffarı yıkmak için kullanalım. Konuşmaktan çok, okumaya ayıralım vaktimizi. Eğer konuştuğumuz söz Allah adına ise, bir kez değil iki kez düşünüp, sonra konuşmalıyız. Çünkü yarın mahşer gününde dilimiz de, parmaklarımızla yazdıklarımız da aleyhimize şahitlik yapacaktır.

Son olarak:

“Allah’a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır konuşsun ya da sussun.”

(Hadis-i Şerif, Buharî, Edeb)

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !