• Sabiha Ateş ALPAT01 Ekim 2012 16:29

    Sabiha Ateş ALPAT hanımefendi İslammedya.com'un sorularını yanıtladı

Zeynep-Der Genel başkanı Sabiha Ateş ALPAT geçtiğimiz günlerde çeşitli sivil toplum kuruluşlarından Filistin Gönüllüsü Müslüman hanımların 
davetlisi olarak Adana'da idi. ALPAT Adana'da Filistin yararına düzenlenen çay sohbetine katıldı ve burada gündeme dair bir konferans verdi. Adana'da kaldığı 
süre içerisinde çeşitli toplantılara katılan ve Adana'lı hanımlar ile hasbihal eden Sabiha Ateş ALPAT hanımefendi, İslammedya.com'un sorularını da yanıtladı. Adana'lı Filistin gönüllülerinden Saliha BAKICI ablamızın gerçekleştirdiği röportajı sizlerle paylaşıyor, her ikisine de teşekkür ediyoruz.


Öncelikle Adana´mıza hoş geldiniz hocam. 
Tesekkur ediyorum. 
 
Türkiye sizi çalışmalarınızla tanıyor. Ama siz bize kendinizi tanıtmak isterseniz nasıl tanıtırsınız? 
1964 Kars doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi karsta bitirdim.1980 yılında Kocaeli'ne yerleştim. Eğitimimi tamamladıktan sonra çalışma hayatına atıldım. Yazarlık ilgi alanım olduğu için ve kimliğimi ifade de daha uygun bir ortam olduğu için yazı işleriyle uğraşmaya başladım. Yerel bir radyoda program yapımcılığı ve sunuculuğu yapıyorum. Özgün aile dergisinde yazıyorum. Zamanın Zeynebi Derneğinde kurucu üye olarak faaliyetlerime devam ediyorum. 
 
Neden Zeyneb? 
Zeyneb deyince kerbela ve Şia patentli çalışmalar akla geliyor. Ancak bizim çıkış noktamızda böyle bir şey yok. Biz Zeynebin durusunun günümüzü resmettiğine inanıyoruz. Zeyneb sistemin kendisine dayattığı kimlik karşısında dimdik durmanın adıdır. Biz Kerbela´nın zeynebi nasıl ki çağlara ışık tutmuşsa öylece zamanın zeynebi misyonu ile varlığımızı sürdürmek istiyoruz. 
 
Zamanın Zeynebi derneğinin bir kadın çalışması olduğunu biliyoruz. Bu konuda neler söylemek istersiniz? 
Fitne kalkıp din yalnız Allah'ın oluncaya kadar erkeğe verilen her görev kadına da verilmiştir. Toplumumuzda geleneksel İslam ve batı düşüncesi maalesef kadını mahkûm etmektedir. Vahiyden beslenmeyen her düşünce reddedilmek zorundadır. İslam düşüncesinde kadın ne erkekle yarışan nede kör bir gelenekle kendini ikinci sınıf insan gören kadın değildir. İslam da kadın erkeğin velisi ve onunla at başı giden bir mücadelede ona omuz verendir. 
Biz duruşumuzla modernist çevreye fiili bir cevap vermekteyiz. İnanıyoruz ki bir ana beşiği sallıyorsa dünyayı da sallaya bilir. Ana toplumları dogurur. Toplumumuzda kadının kasıtlı bir komplo ile yerlere düşürüldüğünü görüyoruz. Biz düşürülen değil düşüp yerden kalkmayanın suçlu olduğunun bilinciyle kadın kadına hizmet ediyoruz. 
 
Çalışmalarınızı temellendirdiğiniz gaye nedir? 
Biz seçimini Allahtan yana yapmış kendi kimliğini İslam´dan yana tercih etmiş insanlar olarak elbette ki hayatı Allah'a sorarak yaşamak zorundayız. Allah´ın akıl ve idrak verdiği tek varlık insandır. Bundan dolayı da çevresinde olan insanlara  karşı sorumlu tutulmuştur. Bizde yaptığımız her işin altında ki gayemizi ihlâslı bir niyetle Allah'ın razı olması seklinde temellendiriyoruz ve temellendirmemiz gerektiğini de düşünüyoruz. 
Bir işin salih olması için yaptığımız işin şekline Allah´ın onay vermesi gerekir bundan dolayı bizde Allahın bize çizmiş olduğu vizyonu yerine getirmek için, yine Allah´ın çizdiği çerçevede Allahın mesajını nesillere taşımak için çeşitli çalışmalarda bulunuyoruz. 
Gayemiz kulluk yürüyüşünün hakkını vererek bize verilmiş bu hayatı bitirebilmektir. 
 
Adana´daki çalışmaları nasıl buldunuz? 
Ebetteki güzel buldum öncelikle tebrik etmek istiyorum. Bir kaç sivil toplum kurulusunun bir araya gelerek Filistinlileri dert edinmeleri çok güzel bir şey. Bununla beraber Müslümanlar olarak hiç bir zaman yaptıklarımızla yetinip nefsimizi avutmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu ifadeyi, hatırlatmak fayda verir ilkesine göre söylüyorum onun için çalışmalarımızın dozunu artırarak devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum. 
Ayrıca Adana´da gördüğüm ve her gittiğim yerde bundan sonra örnek vereceğim bir vahdet çalışmasının varlığı gerçekten beni çok ümitlendirdi. Önceden Müslüman gruplar birbirine selam vermezken hepsinin bir araya gelip aynı dertle dertlenmeleri takdire şayan bir durum. 
 
Son olarak; zamanın Zeyneplerine ve biraz da Hüseyin´lerine neler söylemek istersiniz? 
Elbette ki bizler Allahın muhatap aldığı kullarız ve inşALLAH  Allahın bizden istediklerini vahyi doğru okuyarak yerine getirebiliriz. Bu anlamda Allahın ilk emrinin "ikra" olması çok manidardır. 
Diyorum ki; La ilahe illALLAH  demek bir taraf belirlemektir. Bir kimlik tercihidir. La ilahe illALLAH 'ın çerçevelediği kimliği bize Kur'an ve sünnet öğretir. 
Bunun için ilkemiz "ikra" olmalıdır. Zamanın Zeyneplerine ve Hüseyinlerine kimliklerinin şekillerini vahiden öğrenerek bu çerçevede kimliklerine halel getirmemek uğruna her şeylerini ortaya koymaları gerektiğini soyluyorum. 
 
Çok teşekkür ederiz hocam. 
Bu fırsatı bana verdiğiniz için ben teşekkür eder saygılar sunarım.
                                                                                   RÖPORTAJ:   
                                                                         İslam Medya Adına     Saliha BAKI
 CI

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !