• Sabiha Ateş ALPAT01 Ekim 2012 17:53

    Modernizimin kıskacında Müslüman Hanımın Kimliği

1-Tevhid mücadelesinin başladığı ilk günden beri Müslüman hanımın rolü önemli bir yere sahiptir. Allah Resulü s.a efendimizin yanında davada sabır ve sebatla yer alan ve ona destekçi olan Hz. Hatice ve Hz. Ayşe ve Hz. Hüseynin kıyamında beraber çarpışan ve zalim sultana hakkı haykıran Hz. Zeynep´in duruşu örneklik açısından günümüzde ki Müslüman hanımın şahsında temsil boyutu nasıl olmalıdır?.

Cevap:1: Bismillahirrahmanirrahim.Önce   bana bu  imkanı veren Allah´a hamd ediyor vesile olan kardeşlerime de kalbi teşekkürlerimi yolluyorum.Dediğiniz gibi Tevhid mücadelesinde Müslüman hanımın rolü hep var olmuştur!. Esasında Tevhid  gelmeden önce kadının adı yoktu.Biraz tarih yapraklarını karıştıran herkes görecektir ki Tevhid´den önce kadın ikinci sınıf insan yerine bile koyulmamaktadır. Tevhid davasının  mesajını duyan hanımlar her şeyden evvel "Kul" olma konusunda erkek ile bir farklarının olmadığını görüp hemen davayı sahiplenmişlerdir.Bu bağlamda net bir duruş sergilemiş asla Ebu cehl´in sistemindeki zulme boyun eğmemişlerdir... İlk Şehid  bir kadındır.Hz.Sümeyye!.   işkencelere karşı eğilmediği hepimizin malumudur. Hz.Esma´nın hangi risklerle  mağaraya yemek taşıdığı ve O dönemdeki asayış ekiplerinin sıkıştırmalarına rağmen Peygamberimizin  ve Babasının yerini söylemediği  yine hepimizin malumudur!.İlk inanan  bir hanımdır,Hz.Hatice anamız. Nasıl  malı ile fedakarlık yaptığı,davanın yayılması için nasıl harcadığı yine malumumuz olan bir durumdur!..Kısacası Tarih de Muvvahide bir hanım ile ilgili her konuda örnek duruşu sergileyen bir hanım görmek mümkün..Şimdi günümüzde ki temsil boyutuna gelince aslında "Nasıl?" olması gerekiyorsa öyle olmalıdır.Fakat olması gereken gibi midir? Aslında cevaplanması gereken soru budur.Maalesef bu henüz olması gereken  düzeyde değildir. Özünden koparılan,türlü yasakların pençesinden henüz  tam manasıyla kurtulamamış bir toplumda öze ulaşmak takdir edilecektir ki çok da kolay değildir. Zor olsa da imkansız değildir.Unutulmaması gereken  şudur  bizler Peygamberimizin, O´nu görmeyen sahabeleriyiz. Esasında o zaman İnanana düşen misyon ne ise bugün de o dur!.Bu  zamanın muvvahidesi de Şahadetiyle  çağa şahitlik etmelidir,edebilmelidir!. Şunu unutmamamız gerekir ki; Küfür her devirde farklı elbise ile,farklı bir çehre ile karşımıza çıkmaktadır.Temsil boyutumuz ise her türlü batılın karşısında Tevhid´i duruşu sergilemektir.Bu zor değildir yeter ki  İmanı taşıyabilen bir yüreğimiz, bedelini ödeyecek cesaretimiz olsun!.

2-Modernizmin Müslüman hanımın kimliği üzerindeki olumsuz etkileri?

Cevap.2:  Tevafuk  inşa Allah yakında "Modernizmin kurbanları" adlı bir kitabım çıkacak,orada bu konuyu işlemeye gayret ettik..Öncelikle şunu belirtmek isterim ki  küfür tek  millettir  ve mutlaka hak ile mücadelesini çok yönlü yapmaktadır...Modernizmin  Müslüman hanım üzerinde ciddi bir kimlik bunalımı oluşturduğunu düşünüyorum..Bir çoğu modernite ile İslam kimliğinin arasında bir sıkışmışlık yaşıyor..Orta bir yol bulmaya çalışarak  ikisinden de vaz geçemiyor..Bir kaç başlıkla sunmak gerekirse
  A:Fikri bazda  olumsuz etkileri oldu. Müslüman olduğunu söylediği halde  düşünce sistemlerinin ciddi yara aldığı Müslümanların sayısı hiç de az değil..kadın erkek eşitliğini savunup,ciddi bir özgürlük(?) arayışına giren,ölçü tanımadan sosyal hayatta var olma çabası içerisinde olan,ekonomik özgürlük diyerek na müsait yerlerde çalışmayı bile normal gören düşünce yapıları ve ya en önemlisi kendisi  Müslüman ama  başka sistemleri savunan düşünce yapılarına sahip olanlar buna birkaç örnektir.

B: Ameli bazda,yaşantı bazında  olumsuz etkileri oldu Modernizmin. Özellikle  tesettür konusu başlı başına bir konu ve yaramız..Hicab niçin emredildi? Gayesi neydi? Ve de ölçüsü ne?. Tüm bunlar alabora oldu maalesef.Ne yardan ve ne de serden geçemeyen bir anlayışla Hicab yerini, adeta aksesuarı andıran şekil ve  çeşitleriyle Kadını toplumda daha cazip hale getiren bir hal aldı.

C:Ahlâki bazda   olumsuz etkiledi..Başında örtü(?) elinde sigarası ve ya sevgilisi ile dolaşanlara rastlamak  şaşırtmaz oldu bizleri. Bu ve benzer genel ahlaki ilkelere aykırı gidişat hepimizin malumudur...Aslında Modernizmin sadece hanımı etkilediğini söylemek de doğru değildir.  Kadın  ve erkek  ikisini de etkilediğini görüyoruz.

3-Müslüman hanımın günümüzdeki toplumsal misyonu nasıl olmalıdır?

 Cevap: 3: Aslında çok önemli bir soru.Yıllardır  Kültür emperyalizminin etkisiyle özümüzden  uzaklaştık."Ikra" Allah´ın kuluna ilk mesajıydı.Neyi Okuyayım? Nasıl okuyayım? Vb soruların cevabını hayat kitabımızdan almayınca,insanoğlunda ciddi bir sapma oldu.. "Ikra" emri unutulunca dinimizi yaşamak ya kör geleneğe terk edildi,ya da çağdas söyleme kurban gitti.Neticede iki türlü sakat anlayış yaygın hale geldi
A: Geleneksel anlayış.Bu anlayış  Mümin kadını sosyal hayatın dışında tutarak,dört duvar arasına sıkıştırdı. Bu boşluk  kadını farklı arayışlara itti.Ya  tv dizisi müptelası, ve ya çeşit çeşit gün ve partiler tertip ederek yaradılış gayesinden gün geçtikçe uzaklaşan bir hayat yaşadı.Toplumda yeri olmayan,sosyal yaralara müdahil olmayan bir hanım tipi!.

 B: Çağdaş(!) Anlayış. Erkeklerle özgürlük yarışına girmiş,sosyal hayatta sınır tanımayan ve yine yaradılış gayesinden uzak bir hayat!. Bağımsız bir hanım anlayışı.

  Esasında bu iki anlayış  da yanlıştır.Mümin bir hanımı toplumdan soyutlamak , toplumun yarısını yok saymak anlamına gelir. Ashab zamanında  vakit namazlarını bile mescide kılan hanımları,hangi anlayış evde namazlarının daha makbul olduğuna mahkum etti?. Ashab zamanında Savaşta yerini alan , ticari hayatta yerini alan hanımları görmek mümkün. Bize gelince her şeyden önce haddimizi bilmeliyiz. Ve sonra toplumdaki yerimizi almalıyız. Hiç kimse bizim toplumsal gidişatta rolümüz olmadığını söyleyip,bu rolü görmezden gelme hakkına sahip değildir.Meşru olan her alanda,meşru bir şekilde yerimizi almalıyız.Şayet yerimizi alacağımız mekan inancımıza göre meşru değilse!?. O zaman ya o yeri  inancımıza göre meşru hale getirmeliyiz  ya da imanımızı tercih ederek o yeri terk etmeliyiz..Fakat Hanımların görev almadığı,pasifize edildiği bir mücadelenin eksik kalacağını düşünüyorum.


4-Müslüman hanımın kimliğinin yalnızca üniversitelerdeki başörtüsüne özgürlük ile sınırlandırılmasına nasıl bakıyorsunuz?

Cevap:4: üzücü.Üzücü çünkü oldukça kısır bir anlayış.İman eyleme dönüşmüyorsa manası nedir?.İman sadece okulda örtüyü mü kapsıyor? İman bir hayattır, hayatın tüm umdelerine müdahildir. O halde sadece nasıl okul ile  sınırlandırılabilir ki?

5-Türkiye de İslami hareket belli zamanlar yükselişe geçtiği gibi gerilediği zamanlarda olmuştu. Bu gelişen süreç içerinde Müslüman hanımın kimliğinde ve mücadele azminde  durumun değişme oldu mu ?

  Cevap:5:Olmadı dersek bu  gerçekci bir değerlendirme olmaz.Özellikle 28 şubat tan sonra epey bir yaprak dökümü yaşadık diye düşünüyorum,tabi bu benim acizane düşüncemdir. Bu süreçten sadece hanımlar değil beylerin de ciddi etkilendiğini düşünüyorum.Ama umutsuz değiliz zira zaten bunlar imtihanın bir parçasıdır. Bu gibi durumlar insanın sebat ve azmi için imtihan vesilesidir. Bunun için dökülen de olacak azmi kırılan da dayananda!. Allah ayaklarımızı ve kalbimizi dininde sabit kılsın.


6-Geleneksel bir kalıba ( Sahih olmayan İslami anlayış) sıkıştırılan ve modernizmin kuşatmasına maruz kalan Müslüman hanımın çıkış noktası nasıl olmalıdır?

Cevap:6: Çıkış noktası Tevhid´ in eşsiz  çizgisi olmalıdır.Biz ölçüleri sadece Allah´tan alırız. O halde kalıpsal anlayışın tepkisini de,modernizmin kuşatmasını da yine Tevhid ile yarabiliriz..Aksi zaten haddi aşan durumuna koyar bizi.Biraz zor bir durum bu..Zira kalıp anlayışla kendi kardeşlerimizin tepkisi  ciddi bir problem.Ama çözümsüz değil bize lazım olan sabır ve meşru bir şekilde direnme,bunun için muhtaç olduğumuz enerji ise  kalbimizdeki imanımızda mevcuttur!

7-Hocam sizin zamanın zeynebi diye bir kitabınız ve ismini bu kitaptan alan bir derneğiniz var. Neden zamanın zeynebi?.

Cevap:7: "Zeyneb" Muvvahid bir hanım  portresidir..Eğilmeyen,çizgisini şaşırmayan dik duran bir portre. Her çağın yaşayan Muvvahide hanımın portresidir. Bu çağda da biz yaşadığımız için kendi ismimizi koyduk aslında. Tabi bu kimliği oluşturma gayretindeyiz. Onun için eksikler  bizim şahsımızdandır,kimliğimiz ise  cidden hiçbir sistemin veremediği haklarla donatılmış,kula kulluğu red eden bir yapıya sahiptir.

 Teşekkürlerimi ve selamlarımı iletiyorum.

Ensarullah Kaya

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !