Fatih Pala'nın Kaleminden Kayseri Seminer'i

Fatih Pala'nın Kaleminden Kayseri Seminer'i

Sabiha Ateş Alpat 'ın Kayseri seminer'ine katılan Fatih Pala'nın kalemiyle seminerden notlar;

Etmek İçin Nelere Öncelik Verilmeli? Fatih Pala Sabiha Ateş Alpat, geçtiğimiz günlerde Kayseri'de '21. Yüzyılda Modern Gençliğin Zaman Kavramı' başlıklı bir konferans verdi. Fatih Pala etkinlikten notlarını aktarıyor. 15’ten fazla kitabın ve özellikle de romanın yazarı olan kıymetli Sabiha Ateş Alpat Hanım, 5 Nisan Perşembe günü, Anadolu Platformu Öğrenci Birliği Kayseri Şubesi’nin organize etmesiyle Kayseri’de bir konferans verdi. (Anadolu Platformu’nun Kayseri ayağının “İlim Hikmet Kültür ve Dayanışma Vakfı” olduğunun bilgisini de vermek isterim parantez içinde.) “21. Yüzyılda Modern Gençliğin Zaman Kavramı” başlıklı konferans, önce Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi konferans salonunda olacak şekilde duyuruldu; ama daha sonra Kayseri Büyükşehir Belediyesi Hunat Medresesi Kültür Sanat Merkezi konferans salonunda gerçekleşti. Konferans mekânının son anda değişmesi biraz garip gelse de konferansın aksamaması güzel bir gelişme oldu hamd olsun. Dinleyicilerin çoğunluğunu gençlerin ve özellikle de konuşmacının kadın olmasından kaynaklı olarak genç kızların oluşturduğu programda Sabiha Hanım, sözlerini genellikle ayetlerle dillendirdi, temellendirdi. Kulluğumuzu hakkıyla yerine getirebiliyor muyuz? Sabiha Hanım, Yüce Rabbimizle bir anlamda kulluk sözleşmemizin ifadesi olan “Ben, cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım” mealiyle Zariyat Sûresi’nin 56’ncı ayetini, kulluk yapma çerçevesinde ele alınacak bir diğer ayet-i kerime olan “Ya Rabbi! Yalnız Sana kulluk eder ve yalnız Senden yardım bekleriz” mealiyle Fatiha Sûresi’nin 4’üncü ayeti ile ilişkilendirerek yeryüzündeki bulunuşumuzun, sorumluluğumuzun mahiyetine değindi. Görev ve sorumlulukları yönünden yaratılış itibariyle erkek ve kadınların eşit olduklarına vurgu yapan Sabiha Hanım, bu noktada Ahzab Sûresi’nin 34 ve 35’inci ayetlerini özellikle hatırlattı. Söz konusu ayetler, bizlere mealen şöyle hitap ediyor: “Evlerinizde okunan Allah’ın ayetlerinden ve hikmetlerinden olan hususları unutmayın. Şüphesiz Allah, her şeye derinlemesine nüfuz eder ve her şeyden haberdardır. Kadınlardan ve erkeklerden Müslüman olan, Mü’min olan, emre itaat eden, dürüst olan, sabırlı olan, Allah’ın önünde boyun eğen, sadaka veren, oruç tutan, iffetlerini koruyan ve Allah’ı çokça ananlar için Allah, kesinlikle bağışlanma ve büyük mükâfat hazırlamıştır.” Bu ayetlerle, Yüce Allah’ın bizlerden daima haberdar olduğunun; imanda, amelde ve ahlakta, erkek ve kadın fark etmeksizin yüce bir terbiye üzerinde olmamız gerektiğinin üzerinde durdu Sabiha Hanım. Rabbimizin ayetlerinden yola çıkarak yaptığı konuşmasını sürdüren Sabiha Hanım, modern algıların bizlere sorumluluklarımızı unutturucu nitelikte olduğuna dikkat çekti ve adeta bilgi obezitesinin hâkim olduğu bir çağda yaşadığımızı, hâlbuki Yüce Allah’a sorarak ve O’nun için yaşayarak geçirilmesi gereken hayatımızın adı olan kulluğumuzu hakkıyla yerine getirmediğimizi, getirmemize engeller konulduğunu söyledi. Sabiha Hanım’a göre, zamanımızı Müslümanlaştırmamız gerekiyor. Zamanı bizlerin yönetmesi lazım iken onun bizi yönetmesi olacak iş değil. Ömrümüzün en kıymetli sermayesi olan zamanı bizden hızla çalıyorlar. Zamanımızı yönetebilseydik, hayatımızı da yönetebilirdik. Öyle bir hale gelindi ki, alışkanlıklarımız bizi esir aldığı için artık yapacaklarımızın daha iyisini yapmaya vakit bulamaz olduk. Ne önemli? Neye öncelik verilmeli? Amaçsız yaşayanlar sürüsüne dönüşüldüğünün, alt hedeflerin üst hedeflere çıkarılmaması gerektiğinin altına çizen Sabiha Hanım, “Bir Müslüman için Yüce Allah’ın rızasını kazanmanın ötesinde bir hedef olamaz. Bizler, Müslümanlar olarak Rabbimizin ayetleri mucibince, yeryüzünden fitne kalkıncaya kadar zulümle, fesatla, tuğyanla mücadele etmekle yükümlüyüz” diyerek konuştu. Plansız, programsız, kararsız, düzensiz yaşamlara sözü getiren Sabiha Hanım, insanların bu kadar zaman bolluğunu nereden buldukları konusunun sorgulanması gerektiğini ve bunun üzerinde düşünmemizi istedi. Meşhur deyimle, “En kötü karar, kararsızlıktan iyidir”. Müslüman erkek ve kadınların, yaşadıkları hallerin ilmini bilmelerinin üzerlerine farz olduğunu, yani “İlmî Hal”lerinin farkında olmalarını ve dolayısıyla “Öncelikler Fıkhı”nın, hangi şey daha önemli ve öncelikliyse onun yapılıp yerine getirilmesinin gerekliliğini hatırlattı Sabiha Hanım. Kendi kendine yeterlilik hastalığı Günümüzde, insanların kendilerine olan güvenlerinin, diğer bir ifadeyle özgüvenlerinin, Yüce Allah’a olan güvenin yerini tutar ve hatta geçer olduğunu belirten Sabiha Hanım, farkında olunarak ya da olunmayarak kendi kendine yeterlilik hastalığının yaygınlaşmaya başladığını söyledi. Rabbimizin ayetlerine yüreklerimizi açmadığımız zaman, o muhteşem ayetlerin hikmet pınarlarının kalbimize girmeyeceğinden, imanlarına zulüm bulaştırarak yani şirk ve riya eylemleriyle hayatlarını karartanların kötü akıbetlerinden de bahseden Sabiha Hanım, salih amellerimizi çoğaltmamıza her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğunu, bu salih ameller Yüce Allah’ın emri olduğu için, O’nun emrettiği şekilde ve sadece O’nun için olması gerektiğini kaydetti. Sözlerinin sonunda Hakk için bitimsiz sabrın gerekliliğinden bahseden; dünün geçtiğine, yarının meçhul olduğuna ve bulunduğumuz an içerisinde elimizde neyin olup olmadığına dikkat çeken Sabiha Hanım, dinleyenlerine hakkı ve sabrı tavsiye etmeyi de unutmadı. Başlıkta “modern gençliğin zaman kavramı” dense de genç-yaşlı, erkek-kadın herkesi kapsayan bol nasihat ve ibretin olduğu bu konferans, üzerinde durulmayı ve düşünülmeyi hak ediyor. Söz, amelin efendisi olduğuna göre, bu söylenen sözleri amelle ciddi bir şekilde buluşturmak ve birleştirmek gerekiyor vesselam… Fatih Pala www.dunyabizim.com sitesinden alıntı

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !