🌱Tevhid Mücadelesinde Kadın🌱

Zeynep-Der de "Tevhid Mücadelesinde Kadın" konuşuldu... Geleneğin ve Modernizmin kurbanı olmadan Yerini belirlemesinin önemine vurgu yapılan seminere konuşmacı Nisa-Der kurucu Başkanı Duygu Turan katıldı...

🌸Bismillahirrahmanirrahim🌸

🌱Tevhid Mücadelesinde Kadın🌱

Dünya ilk kurulduğu anda kargaşa yoktu, her şey sükûnet ve felah içerisindeydi. İlk zamanlar düzenli bir hayat yaşanmaktaydı.

Tevhidin zıttı olan 'şirk' mücadelesi, Âdem aleyhisselam ile şeytan arasında başlayıp günümüze kadar gelmiştir. Bozgunculuğun, fesadın, parçalanıp bölünmelerin, her bozuk düzenin başı ve tabanı şirktir. Bütün peygamberlerin mücadelesi ise şirkle savaşmak ve tevhidi korumak olmuştur. Şeytanın ve taraftarlarının, tâğutların ve hizbçilerinin karşısında mücadele etmek için tevhidi bilmek ve yaşamak gereklidir. Çünkü tevhid; bir peygamber mesleğidir. Şirk koşmanın karşısında şânıyla şerefiyle duranlar ise hakiki mü'minlerdir. Peki yeryüzüne bir daha peygamber gönderilmeyeceğine göre tevhid mücadelesi bitmiş midir? Hayır! Kadın olsun erkek olsun; bu tevhid davasını yüklenmiş ve sancağını omuzlamış her mü'min davayı ve sancağı kıyamete kadar taşımak zorundadır!

Tevhid mücadelesi cinsiyet değil şahsiyet işidir, gönlüne davayı dert edinenin ve mü'minin, "acaba bu yolda ne yapabilirim" diye düşünenin, çaba gösterenin işidir. Bu yolda yürümek için illâ ki hafız, hoca, âlim, allâme olmaya gerçekten lüzum yoktur! Tek şart sağlam ve köklü bir imandır! Tevhid; kainatı ayakta tutan direğin adıdır!

Nuh aleyhisselam'ı ve Lut aleyhisselamı örnek gösterecek olursak; ikisinin de karısı nikâhları altında olmalarına rağmen ikisi de eşlerinin(aleyhisselam) peygamber olduklarını ve davetlerini bile bile inkâr etmişlerdir. Buradan anlıyoruz ki kimsenin imanı kimseye fayda vermez, en yakının dahi olsa şahsî olarak iman etmedikçe bir başkasının imanı seni bağlamaz.

Hiç süphesiz ki Âsiye annemizin ve Meryem annemizin verdiği tevhid mücadelesi ve yaşamları biz kadınlara hem çok güzel bir örnektir hem de ardına sığınacak bahane bırakmayan yaşamdır. (Ayrıntılı bilgi için Âsiye ve Meryem annemizin hayatlarını inceleyebilirsiniz.) Öyle ki Allah azze ve celle onları ayetlerinde, sadece kadınlara değil erkeklere de örnek göstermiştir. "Allah, iman edenlere ise, Firavun'un karısını örnek gösterdi. Hani o, "Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun'dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!" demişti. Allah, bir de iffetini sapasağlam koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan İmran kızı Meryem'i de (inananlara) örnek gösterdi. O itaat edenlerdendi." Tahrim Suresi 11-12
SubhanAllah! Firavun'un soyundan Âsiye, İsrailoğulları'ından Meryem çıkmışsa; Muhammed Ümmeti'nden de binlerce Âsiye binlerce Meryem çıkacaktır inşaAllah!

"Bu yol dikenlidir, ayağını seven gelmesin!" der üstad Seyyid Kutub.. Dışlanacaksın, horlanacaksın, aşağılanacaksın ve dahası...
Ey müslüman kadın işte seni motive edecek üç ilaç:

1)Asla unutma, bu ümmet son ümmettir. Rasulullah'tan devraldığın sancağı kıyamete kadar taşıyacaksın. Nitekim Rasul, veda haccında emaneti ümmete teslim edip Allah'ı da şahit tutmuştur. Bu ümmetin kitabından içeri şirk girmeyecektir, kitaba sarılacağız ve tevhid mücadelesi devam edecek!
"Kıyamete kadar ümmetim arasında hakkı tutup destekleyenler her zaman var olacaktır." [Buhari]

2) Bu yolda yürümeye çalışırken herkes sana 'sen kimsin" sorusunu soracaklar ama böyle masumca değil.. 'Sen kimsin, daha dün neydin, seni de biliyoruz, bugün hoca mı oldun, daha dün şöyleydin vs vs..' Elbette bu söylemler insanı yorar ve mücadelelerine terk etmelerine bile sebep olur. Bunlara karşı gönlümüzü destekleyen birkaç hadis zikredelim:
Benden bir ayet bile olsa aktar, taşı! [Buhâri, Tırmızi]
İyilikten hiçbir şeyi küçük görme! [Muslim, Ahmed bin Hanbel]
Kimin bir müslüman kardeşine iyilik yapmaya gücü yeterse o, onu yapsın! [Muslim, Ahmed bin Hanbel]

⛧Çoğu zaman anlattığın tek bir ayet insanı cehenneme girmekten kurtarmak için uyandırabilir, ona bir nefes olur.

Peygamberlerin de sloganı olan, bizim de hem sloganımız hem umudumuz olan ayeti kerime " Hani onlardan bir topluluk demişti ki: "Siz Allah'ın helak edeceği veya şiddetli bir azaba uğratacağı bir kavme ne diye (boş yere) öğüt veriyorsunuz?" Onlar da, "Rabbinize bir mazeret beyan etmek için, bir de belki Allah'a karşı gelmekten sakınırlar diye (öğüt veriyoruz)" demişlerdi." Âraf,164

Ey Rabbim! Yaşıtlarım diploma, moda, gelenek, çağa ayak uydurma peşinde koşarken; ben senin dinini ayakta tutmak için çaba gösterdim, Rabbim ben çağı, modayı, diplomayı elimin tersiyle ittim senin rızanı istedim ve senin yolunda yürüdüm, bu benim mazeretimdir, kabul buyur.. Rabbim ben vazifemi yaptım hüküm senindir, diyebilmek için zorluklara sabretmemiz gerekir..

Rasulullah Havz-ı Kevser'e çağırsın diye bu yolda kıyam etmek zorundayız! Ne olmak istiyorsun sorusuna Taifetu'l Mansura'dan kendime bir yer kazanmak istiyorum cevabını vermek için ayağa kalkmak zorundayız!

Nefsinin söylediklerine karşı bir cevap: 
"İslâm'ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O'ndan razı olmuşlardır. Allah onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır." Tevbe, 100

Ey Rabbimiz, dünya onların olsun. Bize katından bir yer ver ve iffetimizi Meryem gibi korumayı bize nasip et..⚘

Duygu TURAN
11/02/2017 Zeynep-Der Semineri

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !